Eskişehir merkezli 11 ilde, kendilerini kurumsal firma çalışanı olarak tanıttıkları 34 kişiyi, ‘devre mülklerini Arap ve Katarlı yabancı uyruklu kişilere yüksek fiyatlara satma’ vaadiyle dolandıran 12’si tutuklu 48 şüpheli hakkında, ‘Nitelikli dolandırıcılık ile suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ suçlarından 8 yıldan 720 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Organize Suçlar Soruşturma Bürosu, geçen yıl eylül ayında devre mülk dolandırıcılığı ihbarları üzerine soruşturma başlattı. Başsavcılık koordinesinde, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekiplerinin takibe aldığı şüphelilerin, devre mülk ve konut ilanları üzerinden ulaştıkları mağdurlara, mülklerini yabancı uyruklu kişilere piyasa değerinin üzerinde satış vaadinde bulunup, aldıkları komisyonlarla dolandırdığı tespit edildi. Ayrıca mağdurların cep telefonlarına kurdukları dijital bankacılık uygulamasıyla yüklü miktarda kredi çekip kendi hesaplarına aktardıktan sonra uygulamayı silerek milyonlarca lira haksız kazanç elde ettikleri belirlendi.
12 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI
Yaklaşık 2 ay süren teknik ve fiziki takibin ardından polis ekiplerinin geçen yıl kasım ayında Eskişehir’in yanı sıra İstanbul, Gaziantep, Samsun, Çanakkale, Afyonkarahisar, Kütahya, Antalya, Balıkesir’in merkez ve Edremit ilçeleri ile Manisa’nın Akhisar, Muğla’nın Bodrum ilçelerinde belirlenen 41 adrese düzenlenen operasyonlarda 48 şüpheli gözaltına alındı. Adreslerdeki aramalarda 2 silah, bir miktar uyuşturucu, cep telefonları, GSM sim kartları, devre mülk sahiplerinin isimlerinin bulunduğu listeler, not defteri, ajanda, dizüstü bilgisayar, flash bellekler ve çok sayıda evrak ele geçirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 12’si ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’ ve ‘Nitelikli dolandırıcılık’tan tutuklandı, diğerleri ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
HAPİS CEZASI İSTENDİ
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Organize Suçlar Soruşturma Bürosu, 12’si tutuklu 48 şüpheli hakkındaki soruşturmasını tamamladı. Eskişehir 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, ‘Nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘Suç işlemek için örgüt kurma, yönetme ve üye olma’ suçundan 7 şüpheli hakkında 16 yıldan 48 yıla kadar, 3 şüpheli hakkında 24 yıldan 72 yıla kadar, 3 şüpheli hakkında 32 yıldan 96 yıla kadar, 2 şüpheli hakkında 40 yıldan 120 yıla kadar, 2 şüpheli hakkında 48 yıldan 144 yıla kadar, 1 şüpheli hakkında 56 yıldan 168 yıla kadar, 3 şüpheli hakkında 72 yıldan 216 yıla kadar, 1 şüpheli hakkında 88 yıldan 264 yıla kadar, 1 şüpheli hakkında 104 yıldan 312 yıla kadar, 1 şüpheli hakkında 112 yıldan 336 yıla kadar, 8 şüpheli hakkında 240 yıldan 720 yıla kadar, 16 şüpheli hakkında ise 8 yıldan 24’er yıla kadar hapis cezası talep edildi.
DOLANDIRICILIK YÖNTEMLERİ İDDİANAMEDE
İddianamede şüphelilerin, devre mülk ve konut ilanlarından ulaştıkları ev sahiplerine, mülklerini Arap, Katarlı gibi vatandaşlık almak isteyen yabancılara piyasa değerinin üzerinde satış vaadinde bulundukları, mağdurların cep telefonlarına kurdukları dijital bankacılık uygulamasıyla yüklü miktarda kredi çekip kendi hesaplarına aktardıkları, devre mülk satışı için hiçbir resmi işlem yapılmadığı, şüphelilerin dolandırıcılık olayı gerçekleştirmek üzere aynı gün içerisinde çok fazla sayıda GSM hattı aldıkları, satış işleminin gerçekleşmesi için teminat, tapu masrafı gibi bahanelerle para istedikleri, mağdurların nakit olması durumunda parayı elden aldıkları, olmaması durumunda ise bankalarla anlaşmaları olduğunu söyleyerek bu bankalardan hesap açmalarını istedikleri tespit edildi. Ayrıca milyonlarca lira dolandıracakları kişileri algılama kabiliyetleri zayıf kişilerden seçtikleri belirtilen iddianamede, satış tarihi yaklaşan ya da geçen mağdurları tekrar dolandırmak için dolar üzerinden satış yapılacağını, bu nedenle tapu ve masrafların fazla çıktığını söyleyerek tekrar para talebinde bulundukları, kurdukları fason şirketler üzerinden sözleşme imzalattıkları, sözleşmeleri mağdurlara satış sözleşmesi gibi gösterdikleri ancak sözleşmenin reklam tanıtım sözleşmesi olduğu, bu sözleşmeler sayesinde nitelikli dolandırıcılık olaylarını münferit bir hukuksal anlaşmazlık gibi gösterdikleri tespitlerine yer