Bakan Koca’dan sağlık çalışanlarına yönelik kanun teklifi paylaşımı
AK Parti, kadına yönelik şiddetin önlenmesine ve sağlık çalışanlarının özlük hüklarına ilişkin düzenlemeleri içeren, 18 maddelik kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu.
“Teklifimiz ile kadına karşı şiddette işlenen suçlara karşı caydırıcı cezalar getiriliyor. Kadınlarımıza yönelik hem ‘yaralama’ hem de ‘kasten öldürme’ eylemlerinde cezaların artırılacağı ve caydırıcılık fonksiyonu nedeniyle de önemli olan bir teklif getiriyoruz. Hepimizin geçmiş vakalarda şahit olduğumuz, mahkemelerdeki iyi hal indiriminin uygulamaları pek çok eleştiriye muhatap oldu. Hem kadına karşı işlenen suçlarda hem de çocuklara karşı ve başka bireylere karşı işlenen suçlarda yapılan indirimler nedeniyle vicdanlarımız sızladı. Bu vesile ile biz siyasetçiler olarak, her türlü kararlı adımları tavizsiz bir şekilde atarken, mevcut ve gelecek olan yasal düzenlemeler ile yüce yargı mensuplarımızın da kanun maddelerine göre uygulamalarında, caydırıcı ve tavizsiz hükümleri vermelerini bekliyoruz” diye konuştu.
‘İYİ HAL İNDİRİMİ KALKIYOR’
Türk Ceza Kanunu’nun 62’nci maddesinin 2’nci fıkrasında duruşma öncesi ve duruşma sırasındaki davranışların iyi hal indirimi kapsamına alındığını hatırlatan AK Parti’li Çam, yeni düzenleme ile bu fıkranın değiştiğini açıkladı. Çam, “Yeni düzenlemede pişmanlığını gösteren davranışların esas alınmasını istiyoruz. Yeni hazırladığımız düzenleme, duruşma sırasında sadece yargılamayı yapan mahkemeyi, hakimi etkilemek için yapılmış şekli davranışların, duruşma sırasındaki rol yapmaların, takdiri indirim nedeni sayılamayacağına dair de bir hüküm getiriyor. Yani bu düzenlemeyle kamuoyunda kravat takmak, el bağlamak, boyun bükmek ve benzeri hususlar nedeniyle indirim yapıldığı algısı ortadan kaldırılmış oluyor. Dolayısıyla iyi hal indiriminin bundan sonraki süreçlerdeki uygulanmasında kanundan kaynaklanan aksaklıklar ortadan kaldırılıyor” dedi.
‘KATALOG SUÇ SAYILACAK’
Selva Çam, kadına karşı işlenen ‘kasten yaralama’ suçunun tutuklama nedeni varsayılan katalog suçlar arasına alınacağını belirterek, “Kasten yaralama suçunun beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı veya canavarca hisle işlenmesi de katalog suç sayılacak. Ayrıca kadına karşı şiddetle daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanması için nitelikli hal düzenlemeleri kapsamında, suçların kadına karşı işlenmesi halinde cezaların artırılması sağlanacak” diye konuştu.
ISRARLI TAKİBE HAPİS CEZASI
AK Parti’li Çam, ısrarlı takip konusunun da ilk defa Türk Ceza Kanunu’nda müstakil suç olarak düzenlenmiş olacağını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Bu madde ile ısrarlı takip, fiziken ya da iletişim araçlarını kullanarak, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin, yakınlardan birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan fiiller ısrarlı takip kapsamında suç sayılacak. Böylece ısrarlı takip, kadına tacizin farklı bir versiyonu olarak müstakil suç olarak düzenlenmekte. Bu suça 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. Ayrıca suç çocuğa, ayrılık kararı alınan veya boşandığı eşe karşı işlenirse ya da mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu terk etmesine, değiştirmesine yol açarsa, hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula, iş yerine yaklaşmama tedbiri verilen kişi tarafından işlenmiş olursa, bu nitelikli hal olarak düzenlenmekte ve ceza 1 yıldan 3 yıla kadar hapis olarak belirlenmektedir. Israrlı takip sadece boşanmış eşe karşı değil bütün kadınlara karşı işlenebilir nitelikte olan bir suç. Bu nedenle de bütün kadınlarımızı, ısrarlı takip yoluyla taciz eden kişilere karşı onları koruyan, bu fiili işleyenleri cezalandıran yeni bir hüküm olarak hukukumuza girmektedir.”
Selva Çam, düzenleme ile şiddet mağduru kadınlara talep etmeleri halinde baro tarafından ücretsiz avukat da görevlendirilebileceğini belirterek, “Ümit ediyoruz ki bu kanun teklifiyle ceza kanununda yer alacak düzenlemelerin, kadına ve çocuklara yönelik şiddetin son bulması için caydırıcı bir işlevi olsun” dedi.
SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK DÜZENLEMELER
AK Parti’li Çam, teklifin içindeki sağlık çalışanlarına yönelik düzenlemeleri de şöyle açıkladı:
“Hekimlerimizin tedavi uygulamaları sonrası karşılaştıkları ‘malpraktis davalarına’ karşı gerekli yasal güvence ve desteklerin sağlanmasına ilişkin önerilerimizi de içeren maddeleri, komisyonumuzda görüşüldükten sonra yüce Meclisimizin takdirlerine sunacağız. Teklifte sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında ya da görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu da ceza muhakemesi kanunu kapsamında katalog suçlara dahil edilerek, uygulayıcı hakim ve savcılar bakımından görünür hale getirilmekte. Ayrıca devletin ödediği tazminat sebebiyle ilgili sağlık çalışanına rücusu ve sağlık çalışanları hakkında yürütülen suç soruşturmalarında izin müessesesi ve mesleki sorumluluk kurulunun kurulması ile ilgili maddeler de teklifimizde yer almaktadır.”
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sağlık çalışanlarını ilgilendiren kanun teklifinin TBMM’ye sunulduğunu duyurdu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından, Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) sunulan Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne dair bilgi verdi.h
Sağlık camiası için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilk açıklamanın yapıldığı 14 Mart’tan sonra ikinci büyük gün olduğunu vurgulayan Koca, şunları kaydetti:
“Bazı şeyler asla eskisi gibi olmayacak, bazı haksızlıklar tarih olacak. Bugün büyük bir adım atıldı. Yüce Meclisimize teşekkür ederiz. Sağlıkta şiddet suçlarının önlenmesi ve Malpraktis davalarındaki haksızlıkların sona erdirilmesi için Türk Ceza Kanununda, Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda değişiklik yapılmasını öngören Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş ve Adalet Komisyonuna sevk edilmiştir. Yüce Meclisimiz devrim niteliğindeki bu değişiklikleri gündemine almıştır. Teşekkür ederiz.”
Kadına yönelik şiddetin gerekçesi olamaz
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Her temas, her paylaşım bizim için önemli. Özellikle işin sebeplerine dönük çalışmalar, tespitler, ayrıca önemli. Bizim bu konuda tavrımız nettir. Kadına yönelik şiddetin gerekçesi olamaz, ‘hafifletici sebep’ diye bir şey olamaz” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu Başkanı Öznur Çalık ve Komisyon üyelerini Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi’nde (GAMER) kabul etti. Bakan Soylu, KADES uygulamasını şu ana kadar 3 milyon 384 bin kadının indirdiğini ifade ederek, “Aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele alanında çalışan personelimize, 2018 yılında 59 bin, 2019 yılında 40 bin, 2020 yılında 153 bin 500, 2021 yılında 95 bin, 2022 yılı 1 Mart itibariyle 9 bin 500 olmak üzere toplam 357 bin eğitim verilmiştir. Aynı anda bin elektronik kelepçeyi izleyebilen bir merkez kurduk. Bu merkezden elektronik kelepçe ile şu ana kadar toplam 1384 vaka takibi yapılmıştır. Bunların halen 553 tanesi aktif olarak takip edilmeye devam etmektedir. Olay anı müdahalede ise özellikle KADES programından çok ciddi verim aldık. KADES uygulamamızı şu ana kadar 3 milyon 384 bin kadınımız indirmiş durumdadır. Şiddete karşı acil durum butonu işlevi taşıyan, uluslararası ödül almış bu uygulamamız, 2018 yılından beri kadınlarımızın hizmetinde ve bugüne kadar 337 bin 355 bin ihbarın hepsine anında ulaştık. Bunlardan asıllı ihbar olan 189 bin 437 olaya anında müdahale ettik” ifadelerini kullandı.
‘HAFİFLETİCİ SEBEP DİYE BİR ŞEY OLAMAZ’
Kadına yönelik şiddetin gerekçesinin olmayacağını söyleyen Bakan Soylu, “Kadına karşı şiddet, farklı dinamiklerden beslenen, kendine has özellikleri olan, diğer asayiş olaylarına göre daha karmaşık bir yapısı olan, uzmanlığa daha fazla ihtiyaç duyan bir konudur. Herkesin katkısına ihtiyaç var. Üniversitelerden sivil toplum kuruluşlarına kadar herkesin bilgisine, bulgusuna, tecrübesine ihtiyaç var. O yüzden her temas, her paylaşım bizim için önemli. Özellikle işin sebeplerine dönük çalışmalar, tespitler, ayrıca önemli. Bizim bu konuda tavrımız nettir. Kadına yönelik şiddetin gerekçesi olamaz, ‘hafifletici sebep‘ diye bir şey olamaz. Bildiğiniz gibi töre saikiyle işlenen cinayetin hafifletici sebep olarak görülmesi anlayışını Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu hassasiyetle kaldırdık. Yine aynı anlayışla daha pek çok adım atıldı. İnşallah bunları daha da ileriye götürmenin gayreti içindeyiz” diye konuştu.
‘HER ADIMA ELEŞTİREL BAKAN BİR ANLAYIŞ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ’
Kadına yönelik şiddet konusunda yapılanları görmeyen ve kadına karşı şiddet konusundaki Komisyon’da itiraz eden bir anlayışın olduğunu ifade eden Soylu, “Bugün özellikle siyasal saikle ve ideolojik yaklaşımlar yapıldığına inandığım bu mücadelelerin ve ortaya koyduğumuz bu kararlılığın hiçbirisini olumlu görmeyen, yaptığımız her adıma eleştirel bakan bir anlayış ile karşı karşıyayız. Yukarıdan aşağıya bir liste yapılsa 2002’nin başından itibaren Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki Türkiye’de özellikle kadın meselesinde anayasa değişikliği, pozitif ayrımcılık, çalışma hayatı, eğitim hayatı, kız çocuklarının okula gönderilmesi ve okutulması ve bütün bunlarla sahada mücadeleyi en üst seviyeye getirmeyi dahil olmak üzere birçok adım yukarıdan aşağıya sayıldığında, şu dönem içerisinde gerçekleştirildi ve yapıldı. Hiçbirisini görmeyen, hiçbirisini duymayan ve hepimizi bu konuda yetersizlik ile suçlayan ama kendileri de hiçbir iş yapmayan, ellerinde bulunan belediyeler dahil olmak üzere hiçbir adım atmayan ve ben çok üzüldüm aile içi şiddet ve kadına karşı şiddet konusundaki Komisyona da itiraz eden, bu Komisyon’un ortaya koyduğu gayretleri de yok sayan bir anlayış ile karşı karşıyayız” dedi.
Komisyon Başkanı Öznur Çalık, kadına yönelik şiddetle ilgili hazırladıkları raporu Bakan Soylu’ya verdi. Çalık, “Komisyonumuz çalışmaya başladığı andan itibaren öncelikle tüm dünyadaki şiddet kavramını ve özelinde kadına yönelik şiddet kavramını hep birlikte bir daha ele aldık. Uzun yıllardır bu konuda verilen mücadeleler ve çalışmalar var. Bu mücadele, topyekün bir mücadele gerektirir. Sadece kurum ve kuruluşlarla, yasal düzenlemelerle, idari yaptırımlarla ya da kolluk kuvvetleriyle çözülebilecek bir sorun değildir. Bu vesile ile bu topyekün mücadele için komisyona TBMM’nin izleme, denetleme yetkilerine istinaden bütün Türkiye’de ne kadar sözü olan insan varsa herkesi davet edip sözlerinin dinlemek, kamu kurum kuruluşlarımıza ve bakanlarımızın nezdinde yapılan çalışmaları da Komisyonumuzda dinleme fırsatı bulduk. Size ve sizin nezdinizde tüm ekibe, kolluk kuvvetlerimize, uzmanlarımıza da canı gönülden teşekkür ediyorum” diye konuştu.