Taş, maden ve mermer ocakları çevreye kalıcı zarar vermeye, görüntü kirliliği oluşturmaya devam ediyor… Farklı dönem ve zamanlarda bu tahribata haberlerimizle dikkat çekmeye çalışsak da ne yazık ki çalışma alanları ve tahribatları gün geçtikçe artıyor… Bunların arasında ise en çok dikkati Aksivri Dağı’ndaki mermer ocağı çekiyor…
Milas-Yatağan Karayolu, Korucuk Mahallesi sınırları içerisinde yer alan Aksivri Dağı’ndaki mermer ocağının çevreye verdiği zararın boyutu artık gözden kaçmayacak kadar büyük. Ocakta yapılan çalışma sonrasında çıkan atıkların ormanlık alana dökülmesi doğayı tahrip ediyor.
Çam ağaçlarıyla kaplı alanda oluşturulan mermer ocağının yarattığı çevre kirliliği Milas-Yatağan Karayolu da dahil kilometrelerce uzaktan bile gözle fark edilebiliyor. Çevre tahribatı için bir önlemin alınmadığı ve sürekli atık transferinin devam ettiği alanın nerdeyse yarısı mermer atıkları ile kaplanmış durumda. Çevreyi katleden vahşi uygulamaya bir an önce son verilmesini isteyen vatandaşlar, ormanlık bir alanda yaratılan bu tahribatın Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade ederek, hem ocak alanının hem de molozların döküldüğü sahanın yeniden incelenmesini istiyorlar. Yapılacak olan incelemenin ardından gerekirse maden ocağının tüm çalışmalarının durdurulması gerektiğini de belirten vatandaşlar, yetkililerin biran önce harekete geçmesini talep ettiler.
En son Üstündağ gündeme getirmişti…
Doğa tahribatını en son 26. dönem CHP Muğla Milletvekili Av. Akın Üstündağ, TBMM gündemine taşımış, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’a yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na bir yazılı soru önergesi vermişti.
Üstündağ önergesinde şu ifadelere yer vermişti:
“Çam ağaçlarıyla kaplı alana kamyonlar eşliğinde bırakılan on binlerce ton mermer atığı, Milas- Yatağan Karayolu da dahil kilometrelerce uzaktan bile gözle fark edilebilmektedir. Çevre tahribatı için bir önlemin alınmadığı ve sürekli atık transferinin devam ettiği alanın nerdeyse yarısı mermer atıkları ile kaplanmış durumdadır. Bu ve benzeri taş ocakları için Valiliklerce verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ veya ‘ÇED Olumlu’ belgelerinin ne kadar öngörüden uzak olduğu bu gibi olaylarla anlaşılmaktadır.
Çevreyi katleden vahşi uygulamaya bir son vererek tahribatı yaratanlar hakkında herhangi bir işlem yapmayı düşünüyor musunuz? Söz konusu alanlarda faaliyet gösteren firmalar için düzenlenen ‘ÇED Gerekli Değildir’ veya ‘ÇED Olumlu’ belgelerinin tekrar gözden geçirecek misiniz? Ormanlık bir alanda yaratılan bu tahribatın Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından göz ardı edilmesini nasıl açıklıyorsunuz? Ülkenin birçok yerinde olduğu gibi Milas’ta da önemli tahribat yaratan mermer ocaklarının doğaya verdiği bu zararı nasıl tazmin etmeyi düşünüyorsunuz? Yörede yapılan incelemede mermer atıklarının önceleri gözden uzak olsun diye tepenin en üst alanından bırakıldığı, bu alan dolması ile artık tüm atıkların gözle görünecek noktalara kadar atılabildiği gözlemlenmiştir. Bu derece büyük bir doğa katliamı için şu ana kadar hiç tespit veya cezai işlem yapılmış mıdır