Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca (Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü) “Ege Bölgesi Kömür Arama Çalışması Projesi” kapsamında Karabağlar Yaylası, Düğerek Mahallesini kapsayan alanda kömür arama çalışmalarına başlandığını ve yaklaşık 10600 adet parseli içeren 6627 hektarlık alanda kömür arama ruhsatı verildi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açiklamada; üzülerek öğrenmiş bulunmaktayım.
Muğlalılar olarak gözümüzden sakındığımız Karabağlar Yaylası; Ankara’dan bakıldığında, nüfus ve bina sayısının az olduğu kamulaştırma maliyeti düşük bir alan olarak algılanmış olacak ki Ülkemiz adına korunması gereken en değerli varlıklarından birinin olduğu bu bölge kömür aramak için seçilmiştir.
Karabağlar Yaylası; III. Derece doğal ve kentsel sit alanı olarak hukuken koruma altında olduğu gibi 1000’in üzerinde anıt ağacıyla, endemik bitki türleriyle, yayla bülbülleriyle, yayla kavunuyla, 19’uncu yüzyıldan kalma kahveleriyle, göç çiçeğiyle, irimleri ve kesikleriyle, ahşap evleriyle, geleneksel mimarisiyle bizlere geçmiş nesillerin en güzel emaneti bizim de geleceğe bırakacağımız mirasımızdır.
Karabağlar Yaylası’nın kömür havzası haline getirilmesi demek; ayrıca içinde barındırdığı mevcut göllenme alanı sayesinde beslediği yeraltı su havzalarının yok olması anlamına da gelecektir. Bu nedenle; sadece Yayla’nın değil bölgedeki tüm yeraltı su kaynaklarının da kurumasına sebep olunacağının farkına erkenden varılması gerekmektedir. Su kaynaklarının kaybedilmesi, bölgedeki tarımın sona ermesi ve içme suyu kaynaklarında sorunlar yaşanmasına neden olacaktır. Bu bölgede yaşayan binlerce insanın topraklarından edilmesi ise başlı başına sosyolojik bir soruna sebep olacaktır.
Evliya Çelebi yüzyıllar önce bölgeyi tanımlarken “Karabağların yollarına bir yabancı girse bir ağaç deryası içinde yolunu bulamaz ve hayrette kalır. İrim ve kesiklerden oluşan yollar birbiri ile kesişir. Bu bağ yollarında asla güneş yoktur. Zira kesik üzerindeki ağaçların dalları gökyüzünü kapatırcasına birbiri içine girmiştir.” İfadesini kullanmıştır.
Bizler bu güzel emanetin gelecek nesillere doğal ve kültürel yapısı ile korunarak bırakılabilmesi adına elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Umarım tüm yetkililer, bu bölgenin “kömürden” daha değerli olduğunu anlayacaklardır.MBBB Osman Gürün