Bodrum ‘da düzenlenen törenle 2019-2020 yılı adli yılının açılışı yapıldı.
Bitez Mahallesi’ndeki Adliye Sarayı önünde 2019-2020 yılı adli yılının açılış töreni yapıldı. Törene, hakimler, savcılar, avukatlar ve adliye personeli katıldı. Atatürk Anıtı’na Başsavcı ve Muğla Barosu Bodrum Temsilcisi Avukat Cavidan Özyiğit tarafından çelenk bırakıldı.
Açılış konuşması yapan Muğla Barosu Bodrum Temsilcisi Avukat Cavidan Özyiğit,
2019-2020 Adli yıl açılış törenimize katılarak bizi onurlandırdığınız için sizleri,şahsım ve İlçe Temsilciliğimizde görev yapan tüm meslektaşlarım adına saygı ile selamlıyorum.
Aramızdan ayrılmış tüm yargı mensubu meslektaşlarımızı rahmetle anıyorum.
2019-2020 Adli Yılının, Avukatlarımıza, Yargıçlarımıza, Savcılarımıza, Yargı çalışanlarımız ve tüm ülkemiz için adaletin tecelli ettiği bir yıl olmasını diliyorum.
Adliyemiz de yeni göreve başlayan Hâkim ve Savcılarımıza ve aramıza yeni katılan Avukatlarımıza, görevlerinde başarılar dilediğimi de ifade etmek istiyorum.
Yeni bir adli yılın başlangıcında aynı umutlar, aynı dilek ve temenniler ile yine bir aradayız. Bu vesile ile üstüne basa basa, bir kez daha yargının bağımsız olduğu vurgusunu dile getirmek istiyoruz.
Yeni yargı reformu diye sunulan taslağın bir temenniden ibaret olduğu, 2002 tarihinden beri önümüze gelen bu metnin, yargıya hiçbir kazanım sağlamadığını, hiçbir şey kazandırmadığını görüyoruz.
Yargı reformu olarak sunulan tasarıda, Avukatlara yeşil pasaport müjdesine sevinerek alkış tutanların aksine, Avukatların tek sorununun yeşil pasaport olmadığını söylüyoruz. 20 yılın üzerinde mesleğini ifa eden avukatlara yeşil pasaport verip, sorunlar çözülmüş gibi davranmak hiçbir işe yaramaz.
Bizler, uzun süredir Yargının bağımsızlığından bahsedilerek, halen yüzlerce avukatın mesleklerini yerine getirdikleri için ve anayasanın verdiği güvence ile yapmış oldukları açıklamalar ve savunmalar ile cezaevlerinde tutuklu olmalarının, seçilmişlerin yasal olmayan uygulamalar ile görevlerinden alınmalarının, yargının bağımlı olmasının kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını söylüyoruz.
Maalesef, Kadın cinayetleri, doğa talanları, çocuk istismarının her geçen gün artarak devam ettiğini görüyoruz.Yargı uygulamaları da bu tür kronik meselelerin daha da ağırlaşarak yaşanmasına engel olamamaktadır.
Mutlak surette caydırıcı, uygulanabilir cezaların getirilmesini, ödül gibi dağıtılan indirimlere son verilmesini bir kez daha vurguluyoruz.
Yargı milletindir, kamusaldır. Bu nedenle hiç kimsenin tekeline ya da bir sınıfın üstünlüğüne bırakılamaz.
Bizler üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü savunuyoruz. Eşitliğin de, özgürlüğün de, demokrasinin de hukukun üstünlüğünden geçtiğinin bilincinde olunması gerektiğini savunuyoruz.
Hukuk devleti yıkılırsa, geriye kalana devlet denilmez.
Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı noktasında, yurttaşlarımızla birlikte dünya kamuoyuna da bu güvence verilmedikçe sorunların aşılabilmesinin mümkün olmadığını söylüyoruz.
Yargı bileşenlerinden, hakim ve savcıların mesleğe kabulü ile başlayan, atama ve yer değiştirmelerinden, disiplin soruşturmalarına kadar uzanan geniş bir açının güven vermediği atmosferde, hukuk gelişmesinden bahsedilemez.
Avukatlar, yargı bağımsızlığı için tarih boyunca mücadele etmiştir. Yeni adli yılda da bağımsızlığımızdan aldığımız güç ve tarihimizden gelen kararlılıkla , vatandaşın güven duymadığı bir yargı sisteminin parçası olmamak için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.
Sadece temenni olarak kalmayacak, yargının olması gereken yerde bırakıldığı, Atatürk’ün kurduğu tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nde, temel hak ve özgürlüklere cumhuriyetin temel ilkelerine, laik, sosyal, hukuk devletine, yargı bağımsızlığına, evrensel hukuk kurallarına olan inançla, yeni adli yılın tüm yargı mensuplarına çalışanlarına ve adalet bekleyen tüm yurttaşlarımıza hayırlı olmasını diler, saygılarımı sunarım.