– Ünlü sinema sanatçısı Selda Alkor, güzel filmlere imza atıldığını ancak içinde kendilerinin olmadığını belirterek, “Genelde ne hikmetse bazı yapımcılar hep genç insanlarla hikayelerini sürdürmek istiyor. Her insanın, her yaşta insanın hikayesi var. Yaşayan, ayakta duran herkesin rol alması gereken bir nokta var.” dedi.Türk sinemasının 76 yaşındaki usta sanatçısı Alkor, AA muhabirine, engelli bireylerin, sanatta ve Türk sinemasında gerektiği kadar yer almadığını söyledi.Bugünkü sinema ile Yeşilçam arasındaki tek önemli farklılığın teknoloji olduğunu belirten Alkor, teknolojinin çok ilerlediğini, birçok işi kolaylaştırdığını dile getirdi.İyi filmlere imza atıldığını aktaran Alkor, ancak hala senaryo açısından biraz zayıf kalındığını belirtti. Hep adapte olunan birtakım hikayelerle sinema içinde var olunduğunu anlatan Alkor, şu değerlendirmede bulundu:”Ama çok güzel de filmler yapılıyor. Gerçekten teknolojinin Türk sinemasına çok büyük faydası oldu. Her şeyden önce sesli çekiliyor. O teknikleri tam olarak ben bilemiyorum ama gerçekten çıktığı zaman film müthiş oluyor. Son zamanlarda seyrettiğim Müslüm, Ayla olsun. En son Naim’i seyredemedim daha ama herhalde o da çok güzeldir. Çok özel de filmler yapılmakta.” – “Yaşayan, ayakta duran herkesin rol alması gereken bir nokta var” Alkor, yeni sinemada sadece genç kuşağa rol verildiğini belirterek, şöyle dedi:”Çok güzel filmlere imza atılıyor, ancak içinde biz yokuz. Genelde ne hikmetse bazı yapımcılar, hep genç insanlarla hikayelerini sürdürmek istiyor. Bu ne kadar sürecek bilemiyorum. Bunun da bir süreci vardır diye düşünüyorum. Çünkü bu dünya sadece genç insanların dünyası değil. Her insanın, her yaşta insanın hikayesi var. Yaşayan, ayakta duran herkesin rol alması gereken bir nokta var. Yani anneanneler, dedeler, nineler olmasa genç insanlar zaten olamazdı. Dolayısıyla onların da hikayelerini yazacaklardır diye düşünüyorum. O zaman belki biz de içinde olabiliriz.”Duygusal bir sinemadan bugünlere geldiklerine işaret eden Alkor, her bir diyaloğu insanın kalbine işleyen, nezaketin, sevginin var olduğu, her bir satırında duygunun yakalanabildiği yapımlardan daha gerçekçi fimlere geldiklerini söyledi. Alkor, Türk sinemasının dış pazara açıldığına değinerek, “Artık aşklar bile çok gerçekçi. Bilemiyorum yani. Bugünkü sinemanın içinde çok var olamadım. Onun için bilemiyorum. Bildiğim ve gördüğüm, seyrettiğim kadarıyla dış pazar başladı. Bu da çok umut verici bir şey. Dışarıya film satma imkanımız çıktı. Artık Türk sinemasında pazarlama noktasına geldik diye düşünüyorum. Bundan da umutlanıyor, seviniyorum.” diye konuştu. |