Dünyada ve ülkemizde Kovid-19 salgını nedeni ile yaşamın normal akışının tamamen durduğu, neredeyse tek gündemin salgınla mücadele olduğu olağanüstü günlerden geçiyoruz. Ne var ki, Çıtlık ve Gökova’da yaşayan yurttaşlar olarak bizler böylesine zorlu bir süreçte evlerimizde kalmamız gerekirken, Karabörtlen Orman İşletme Şefliği’nin yaşanan süreci adeta fırsat bilerek yangından mal kaçırırcasına Çıtlık ormanlarını kesme niyetini somutlaştırması üzerine buraya geldik. Bölge halkı olarak, yetkililerin duyarsızlığı ve aldıkları bu tutum nedeniyle son derece kırgın, üzgün ve öfkeliyiz. Ancak kendimizin ve toplumun sağlığını riske atmamak için bugün az sayıda temsilci ile, bulaşı riskine karşı azami önlemlerimizi alarak buradan yetkililere bir kez daha seslenmek istedik.
Yaşamlarımız tehlike altında iken, dünyanın bütün ülkeleri kaynaklarını, imkanlarını salgınla mücadeleye yönlendirirken ne yazık ki ülkemizde akıl ve vicdanın almayacağı işler oluyor. 14 Şubat tarihinde yine bu noktada, arkamızda görünen Çıtlık Ormanlarının odun üretmek amacıyla kesilmek için işaretlenmesini protesto etmek üzere kalabalık olarak bir araya gelmiştik. Bu ekolojik katliam projesini durdurmaları için yetkililere seslenmiştik. Sonrasında da Karabörtlen Orman İşletme Şefliğine giderek aynı taleple 46 adet dilekçe verdik.
Bilgi Edinme Yasası’nın gereği olan cevap verme süresi çoktan geçmesine rağmen dilekçelerimize halen cevap verilmedi. Üstelik Kovid-19 salgınının hızla yayıldığı günlerde ormandaki ağaçların kesilmesi için bir de ihale gerçekleştirildi ve birkaç gün önce de kesim ekipleri burada keşif çalışması yaptılar. Yani bölge halkının ne düşündüğü, ne hissettiği onları ilgilendirmiyor, yurttaşların yasal haklarını da umursamıyorlar.
Bir yandan salgını kontrol altına almak için yurttaşlar evlerde kalmaya zorlanırken, diğer yandan meydanı boş bulan resmi kurumlar bu koşulları adeta talan projelerini hayata geçirmek için fırsata dönüştürmeye çalışıyor. Anlıyoruz ki, yetkililer salgını bahane, fırsatı şahane bulmuşlar. Onların önceliği ne salgını önlemek, ne de bu felaketlerin temel sebebi olan iklim krizi ile mücadele değil. Kanal İstanbul ihalesi başta olmak üzere, ülkemizin birçok yerinde doğaya ve toplumun sağlığına zarar veren işlemlerin yine bu koşullar altında gerçekleştirilmesi zaten egemen anlayışı ortaya koymuştu. Çıtlık’taki ormanı kesmek üzere düğmeye basılması aynı anlayışın tezahürüdür.
Bizler, Çıtlık, Gökova ve Muğla ahalisi olarak bu akıl tutulmasını protesto ediyoruz ! Bir kez daha Orman Genel Müdürüne, Muğla Valisine, Muğla Orman Bölge Müdürüne, Karabörtlen Orman Şefine sesleniyoruz.
Bilim camiası, yaşanan virüs salgınının dünyanın ekolojik dengesinin bozulmasının, biyolojik çeşitlilik kaybının ve küresel iklim krizinin sonucu olduğunu ifade ediyor. Bu anlamda biyolojik çeşitliliğin korunması ve iklim krizi ile mücadelede ormanların korunması yaşamsal önemdedir. Eğer doğayla kurduğumuz ilişkiyi radikal bir şekilde değiştirmezsek çok daha büyük ekolojik felaketlerin kapıda olduğu bildiliriliyor.
Gün, orman ekosistemimizi odun üretimini arttırmak için tahrip etme günü değildir. Salgın felaketinin kontrol altına alınabilmesi için evlerde kalmaya zorlandığımız bugünlerde bizleri dışarı çıkmaya zorlamayınız. Gün, yaşamakta olduğumuz felaketin bilincine varmak rant hesaplarını bir kenara bırakarak akıl ve vicdanlarımızın sesine kulak verme, bu felaketten çıkışın yollarını arama günüdür.
Ormanımıza sonuna kadar sahip çıkacağız ve kestirmeyeceğiz ! Çıtlık Ormanlarından elinizi çekin !
Çıtlık ve Gökova Ahalisi, 3.4.2020
