Bodrumluyum ve 53 senedir de Bodrumda yaşadım. Beş sene1984 1989 arası Üniversitede Deniz Biyolojisi okudum 16 ay da 1990 1992 arasında Malatya’da askerliğimi öğretmen olarak yaptım. Diğer zamanlar 1967 2020 yılları arası hep Bodrumda bulundum. Yazları esnaf yanında çalıştım kışları okuluma gittim. Bu süreç içinde Bodrum mekânsal, ekonomik, kültürel, sosyal, siyasal ve yönetsel olarak nereden nereye evrildi diyemeyeceğim nereden nereye devrildiğine az çok tanık oldum. Türkiye’nin gerçek aydınlarının geldiği tertemiz sakin ve ekonomik yeterliliği olan kendi kültürünü yaşatan, sosyal hayatını yarım ada ve etrafında yardımlaşmaya, üretmeye, eğlenmeye ve eğlendirmeye ayırmış, siyaseten ve yönetsel olarak ülkenin şartlarına göre barışçıl bir tutum sürdüren bir kasabaydı. Yetmişlerin başında bir iki tane konaklama ve gıda üzerine işletme var iken turistle karşı karşıya kaldık. Yerli ve yabancı turistleri herkes evlerinde turist değil misafir ağırladık. Annem yabancı turist bir ailenin konaklaması için beni ve kardeşimi anneannemin çatısına gönderdi onlara o zaman çok modern olan somya yataklarını verdi. Böyle de bir misafir anlayışımız vardı
Yukarıdaki paragrafı aşağıdaki yazacaklarımın boş olmadığını göstermesi açısından yazdım. Hiç kimlik ve etiket mücadelem olmadı. Mücadelem doğru olanın, hak olanın, halk için olanın yapılması içindi. Ha bu arada 2010 yılında o dönemin belediye meclisinde muhalefet kanadında olan bir şahıs ile belediye ve yerel yönetimler konusunda tartıştım onu ikna edecek bilgiye sahip olamam bana çok dokundu. 2011 ve 2012 yıllarında Ahmet Yesevi Üniversitesi Yerel Yönetimlerde Yüksek Lisans yaptım.
Kısaca çocuğunun yatağını turiste veren (Buna biz değil bütün Bodrum dâhildir) Bodrum halkından ve esnafından, Bir Özel sağlık kuruluşunun küçük kliniklerin çalışanlarına komisyon verip ayağına kara diken bile batsa yataklı hasta kabul ettiği durumlara geldik (Bizzat çalışanlarından alınan bilgi).
Bir kentin kalkına bilmesi için Etkin bir YÖNETİM şartıyla beş alanda gelişme sağlaması gerekir. Bunlar 1. Mekânsal Kalkınma, 2. Ekonomik Kalkınma, 3. Kültürel Kalkınma, 4. Sosyal Kalkınma, 5. Siyasal Kalkınma. Günümüz koşullarında dünyaya açık bir turizm yapıyorsan dünyadaki diğer turizm kentleri ile rekabet edebilmen çok önemli. Bizim gibi kalkınmakta olan ülkenin bir ilçesinin diğer dünya kentleri ile rekabet etmesi bir hayli zor gözüküyor. Bunların gerçekleştirilmesi ve seni rekabette ayrıcalığa taşıyacak karakteristik özelliğinin proje edilmesi etkin bir yönetim anlayışı ile yapılabilir.
Bodrum özelinde baktığımız zaman Bodrum kalkınmasında emeği olması gereken kurumlar ve bunların başında gelen Yerel Yönetim ayağı Bodrum Belediyesi etkin yönetim için yıllar önceden başlayan bir çalışmaya girmiş olması gerekirdi. Bu maalesef olmadı. Yapmadılar veya yapamadılar. Bir kentin halkının ve misafirlerinin huzurlu bir ortamda yaşaya bilmeleri için her şeyden önce mekânsal planlamanın seksenli yıllardan başlaması lazımdı. Günümüz Bodrum belediyesinin -hele 6360 sayılı torba yasa ile gelen Bütün Şehir modeli- planlama yetkileri Muğla’ya taşımıştır. Sadece bununla kalmayıp yarım adadaki birçok yerin planlama yetkisi Bakanlıklarda veya merkezdeki diğer kurumlardadır. Bu merkeziyetçilik anlayışı veya metodu Anayasamızdaki yerinden yönetim ilkelerine zarar vermektedir.
Yine etkin bir yönetim anlayışına sahip olamayışımızdan kültürel ekonomik sosyal kalkınmaları sağlayamıyoruz. Mekânsal kalkınma ve ekonomik kalkınma Kent kalkınmasının iki ayağı gibidir. Kentinizde ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek için mekânsal kalkınmayı mutlaka yapmanız gerekir. İlk önce ekonomik kalkınmayı sağladık sanırsınız ama mekânsal kalkınmayı yapmadığınız/yapamadığınız için kısa bir süre sonra ekonomik batış gerçekleşir. Bodrum gibi geleceğe yönelik umutlar vaat eden bir kentten vaz geçilemeyeceği için bu ekonomik batış, önce mülksüzleşmeyi (yerel halkta) sonra da sermayenin ve mülkiyetin el değiştirmesini getirecektir. Yerel halk çalışan pozisyonuna gelecek sosyal ve kültürel yapıyı bozacak şekilde göçler olacaktır. Bodrum şu anda bu duruma ulaştı. Anlaşılacağı gibi mekânsal planlamayı ve ekonomik kalkınmayı çok ivedi olarak gerçekleştirmeliyiz ki diğer kalkınma ayaklarını gerçekleştirelim. Bunu sağlamak için Etkin Bir yönetim şart.
Bodrumun bir Belediyesi, Esnaf odası, Ticaret Odası, Deniz Ticaret Odası, Denizciler Derneği, Bodrum Şoförler odası, Bodrum Otelciler Derneği, Bodrum Kent Konseyi Siyasi Partiler ve bunlara ilaveten dernekler ve diğer sivil toplum örgütleri var. Şunu dikkatle vurgulamak istiyorum ki şu onda bu örgütlerin başındaki tüm başkan ve yöneticileri Bodrumun buralara gelmesinden tümü ile sorumlu değiller. Fakat Kent kalkınması içinde gerekli makas değişikliğine gitmeyeceklerini/gidemeyeceklerini de gösterdiler.
Bodrum belediye başkanı Ahmet Aras bir toplantısında sanırım Ortakent TÜRSAB Bodrum toplantısında şöyle bir ifadede kullandı. “Restoranımın da bağlı olduğu kanalizasyonu yıllarca onaramadılar her yıl defalarca taştı tıkandı, bizde çok zarar gördük. Bu beceriksizlik beni Belediye başkanı olmaya itti.” Demişti. Hakkını yemeyelim bu işleri bitirmesi için daha erken artı Muğla BŞB ile de koordineli çalışması gerekir. Ayrıca Ahmet Aras Askeri okul eğitimi almış liderlik kabiliyeti yüksek bir kişidir. Günümüz bilgi çağı, kendisinin liderlik kabiliyeti ile Belediyenin tüm birimlerine hakim olup başlarına bilgili, yetenekli ve dürüst kişileri tercih edebilirdi. Öyle de düşünmüştür ama öyle olmadığı bizzat kendi yaşadığım örnekten ortaya çıkıyor. Başkanın ve Bodrumun kendi yaşadığı kanalizasyonun taşma ve tıkanma sorununu bıraktım belediyenin içindeki lağım çukurları taşıyor. Kendisine şubat ayında verdiğim siyasi bir kimliğin müfettiş belgeli yalanı konusunda hiçbir şey yapılmadı. Yalan sebebi olan, özel bir kişiye ait olan imar planındaki yolu kapatıp siteye her türlü ihtiyaçların gelmesini engelleyen duvar yıkılmadı. Bırakın yıkılmasını encümene bile getirilemedi. Gerekli dilekçeyi vermeden önce tüm yetkili birim müdürlerinden başkan yardımcısından ve başkanın kendisinden olur aldığımız halde. Aynı belgeleri başkanın ve o yalan atan siyasi kimliğin bağlı bulunduğu siyasi parti başkanına da verdim. O arkadaşım da şubattan beri fırsat bulunca beni yaptırımları konusunda arayacaktı aramadı. Bu işler yirmi kişiyi parti önüne toplayıp ta bir başka partinin ilçe başkanını suçlamakla olmaz. Otur İlçenin en az 20 yıllık vizyonunu çıkar. Büyük bir siyasi partinin ilçe örgütüsün. Sen ne istersen o olur Bodrumda. Ama sen ne belediye başkan adayını ne de meclis üyesi adaylarını kendin karar verip seçemiyorsun. Neden çünkü halkından ve gelecekten kopuksun. Senden öncekiler de aynıydı kızma. Ha diğer siyasi partiler farklı mı değil. Farklı olsaydı Bodrum halkı zaten seçerdi. Bu siyasi partilerin yönettiği bir kentte, o kente yönelik bir kalkınma beklemeyin.
Gelelim Kent Konseyine. Merak ediyorum kent konseyinin kaç teklifi meclise gelmiş bu güne kadar. Etkin bir karar alınmış ve uygulanmış. Kent kalkınması ayaklarından hangisi üzerine bir çalışma yapılmış ve uygulanmış. Evet, var ama bunlar Bodrum halkının % 10’una hitap eden çalışmalar.
Odaları hiç sormayın. İnanın hepsi günlük müfredat neyse onu uyguluyorlar. Başkanı ziyaret, Muhtarlarla toplantı, Marmaris esnaf odasını ziyaret, Fetiye Ticaret Odası ile fikir alış verişi, yılda 3 tane eğitim semineri, Bodrum kolonyası. Şoförler Odası Martılarla savaşıyor. Pardon yerel esnafın, yerel yatırımcının ulusal ve uluslararası sermayeye karşı nasıl başarılı olacağını siz planladınız da benim mi haberim yok.
Bodrum’un Yerel Kalkınmasını sağlayacak sürdürülebilir kalkınma modelini uygulayacak bir etkin yönetim anlayışını içeren bir programı hepsinin kendi dönemlerinde Mehmet Kocadon, Mahmut Kocadon, Halil Özyurt (ki bu üçü benim büyüme çağımda ağabeyimdi hala daha öylelerdir), Hamdi Topçuoğlu, Erdoğan Başeğmez, Recai Seymen’e verdim. Bunlar Bodrumda önemli bir kitlenin temsilcileridir. Hiç birisi gerekli ilgiyi göstermediler. Çünkü kafalarında vizyonlarında böyle bir metot yoktu. Önemli olan Cevat Salih Sevinç’in programı değil, önemli olan akademik bir programla etkin bir yönetimi sağlamaktı. Bunu anlayamadılar veya anlamadılar. Öbür türlü Siyasi elitlerin, sermaye gruplarının, legal veya illegal çıkar gruplarının oyuncağı olursun. Şu anda olduğu gibi. Anlayacağınız Bodrum bu yapısıyla yükselmek için yetmişlerdeki asansörü kaçırdı. Şimdi bırakın normal merdivenleri yangın merdivenine kaldık. İşimiz zor ama imkânsız değil.
Bir daha ki yazımızda görüşmek dileği ile;
Cevat Salih Sevinç