20 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile; İlçemiz Ortakent Mahallesi’nde toplam 1 milyon 102 bin 306 metrekarelik alanın imara açılmasını öngören imar planlarının onaylanması ve gerekli işlemlerin başlatılmasına ilişkin olarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na yetki verilmesine karar verildi. Dün Bodrum’da yerleşik nüfusun son yıllardaki artışı karşısında belediye hizmetleri, altyapı, sağlık, eğitim, ulaşım gibi temel hizmetlerdeki yetersizlikler nasıl çözülebiliri tartışırken bugün bu sorunları çözülemez hale getirecek şekilde devasa miktardaki bir alanın imara açılması onaylanmış oldu.
Bilindiği üzere; 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 9. Maddesi gereğince; özelleştirme programına alınmış arsa ve arazilerin imar planlarının ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınarak ve Çevre İmar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılması gerekmektedir. Bu süreçte belediyemizden herhangi bir görüş soruldu mu veya sorulduysa ne yönde görüş bildirildiğini bilemiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var ki o da; gündemdeki özelleştirme işleminde kamu yararı bulunmadığı, imar planlarında planlama esasları ile şehircilik ilkelerinin göz önünde bulundurulmadığı yalnızca arazi satışlarından beklenen gelirin yani rantın ön planda tutulduğudur! Özelleştirme İdaresi tarafından yapılan planların kesinleşmesi halinde bölgedeki plan bütünlüğü bozulacak, zaten yetersiz olan (!) altyapı, ulaşım, haberleşme, eğitim ve sağlık hizmetlerine yönelik daha önceden belirlenen plan öngörüleri işlevsiz kalacaktır. Bu planlar ile bölgesel bazda sağlanacak kat artışı veya fonksiyon değişikliği planlama esasları arasında yer alan “adalet” ve “hakkaniyet” ilkelerine aykırı olacağı gibi, artacak kentsel maliyetler de (altyapı eksikliği, rantın neden olduğu kira artışı vs) halkımıza maliyet olarak yüklenecektir.
Kısacası imar bütünlüğü bozulacak ve Bodrum Bodrum olmaktan çıkacaktır. Biz geçtiğimiz hafta Genel Merkezimize giderek durumun vahametini aktardık, gerekli siyasi süreci başlatmış olduk. Böyle bir sorun karşısında Bodrum Belediyesi ile Muğla Büyükşehir Belediyesi birlikte hareket ederek öncelikle ilgili işleme ilişkin olarak ivedilikle yürütmenin durdurulması ve iptal talebi ile dava açmalıdır! Yoksa akşama kadar eylem yapsak bir şeyin değişmeyeğini hepimiz biliyoruz.
Altını çizmek istediğimiz son bir husus var ki; o da Sayın Ahmet Aras , Mustafa abinin balkon camıyla, Ayşe teyzenin pergolasıyla uğraşıp dururken birilerinin deniz dibine duvar çekiyor, ormanı yok edip otel yapıyor, Bodrum’un tarihini, kültürünü, mimarisini, koylarını yok ediyor olmasıdır. Bodrum’un betonlaşmasına izin vermeyeceğini her konuşmasında dile getiren Sayın Aras’ın bu sözlerini artık eyleme geçirmesi, onu her fırsatta eleştiren AKP İlçe Başkanı Sayın Osman Gökmen’in de bir Bodrumlu olarak üzerine düşeni yapması ve imar planlarının iptali noktasında gerekli siyasi süreci bir an evvel başlatması gerekmektedir. Aksi halde elimizde “begonvilden” başka bir şey kalmayacaktır!
