Bodrum’da hayatını kaybeden 91 yaşındaki sinema, tiyatro ve seslendirme sanatçısı Semih Sergen, son yolculuğuna uğurlandı.
Sergen için Küçük Tiyatro’da düzenlenen törene, ailesi, sanatçı dostları ve sevenleri katıldı. Saygı duruşuyla başlayan törende Sergen’in özgeçmişi okundu. Daha sonra sanatçının rol aldığı oyunlara ilişkin fotoğraflardan derlenen görsel izlenime sunuldu.
Sanatçının oğlu oyuncu Burak Sergen sözlerine, “Sevgili hocamıza, doya doya baba diyemedim, hep hocamızdı çünkü, şimdi babacığıma veda etmek için buradayız.” diyerek başladı.
Sersem Kocanın Kurnaz Karısı oyununun sergilendiği sahneden babasını sonsuzluğa uğurladıklarını ifade eden Sergen, “Bana bıraktığı mesleği ve onurlu Sergen soyadını, yaşadığım sürece, bütün sahnelerde yaşatacağım söz veriyorum, elveda babacığım.” dedi.
Semih Sergen’in diğer oğlu oyuncu Toprak Sergen ise babasının kendisine çok şey anlattığını ve öğrettiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Hepimize çok şey anlattı ve öğretti. Hepimizin hocası ve büyüğüydü. Küçüklüğümden beri doğayla iç içe olmaktan büyüklere saygıyı, azimli olmayı iradeli olmayı… Pek çok insana dokundu pek çok insanın selam ve saygıları var. Çok insan sevdi onu, saygı duydu. Çok eğlendi, beraber çok anıları oldu. Umarım hepimiz de onun gibi bir hayat süreriz. Bütün sevenleriyle birlikte onu kalbimize gömüyoruz.”
“Türk tiyatrosu için büyük bir kayıp”
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt ise böyle zamanların zor zamanlar olduğunu ifade ederek, “Bu Türk tiyatrosu için büyük bir kayıp. Her ne olursa olsun her ölüm erken ölüm. Hocamız çok değerli ve kıymetliydi.” dedi.
Sergen’in kendisini evladı gibi sevdiğini ve evlatlarından ayırmadığını söyleyen Kurt, “Tiyatronun çok farklı alanlarında hocamızla beraber çalıştık. Hep öğretici olmuştur. Devlet Tiyatrosu 73 yaşında. Hocam, bütün devlet tiyatrosu tarihini canlı bir yaşayan bir tarihti. Allah’tan rahmet diliyorum. Evlatlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.” dedi.
Kurt, Sergen’in çok önemli ve değerli bir sanatçı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Hocamız öğretmen, yönetmen, oyuncu, yazar, şairdi. Hocamızın bir özelliği vardı. Hocamız Ankara’nın kenar semtlerinde ya da başka şehirlerdeki kenarda köşede kalmış okulların aile büyüklerinin isimlerini taşıyan okulların tamiratını yaptırır içini düzenler, araç gereç ne varsa kazandıklarını oraya harcayan gönlü geniş, kalbi temiz, çok değerli bir öğretmen ve sanatçıydı. Çok iyi bir insan ve hocaydı.”
Sergen’in Devlet Tiyatrosunda büyük sanatçıların gücünün yetmeyeceği rolleri oynayarak herkese örnek olduğunu söyleyen Kurt, “O yüzden hocamızı büyük yapan, yaptığı büyük işlerdi. Önünde saygıyla eğiliyorum.” dedi.
“En son Ankara simidi istemişti”
Öğrencilerinden Merve İlay Tamer ise Semih Sergen’i hem bir hoca hem de abi olarak gördüğünü belirterek, en son telefon konuşmalarında kendisinden Ankara simidi istediğini anlattı.
Cenaze töreni için Bodrum’dan gelen sanat yönetmeni Erdal Kadehçi de Sergen ile tanıştıktan sonra hayatında birçok şeyin değiştiğini ifade etti. Bodrum’un sanat yönünden çok fakir belde olduğunu dile getiren Kadehçi, Sergen ile birlikte bunu değiştirmek için büyük uğraşlar verdiklerini anlattı.
Törende sahneye çıkıp söz almak isteyen bir izleyici ise Türkçeyi güzel konuşması nedeniyle Sergen’i kendisine örnek aldığını, ailesinin ve dostlarının böyle bir sanatçıyla iftihar etmesi gerektiğini söyledi.
Konuşmaların ardından ailesi ve sanatçı dostları sahneye çıkarak Semih Sergen’e veda etti.
Törenin ardından Sergen’in cenazesi Gölbaşı Mezarlığı’na getirildi. Sergen, buradaki camide öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Gölbaşı Mezarlığı’na defnedildi.