Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İnşallah 10 Mart Cuma günü Anayasa’nın bize verdiği yetkiye dayanarak alacağımız seçim kararının ertesi gün Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla süreci başlatıyoruz. Tabii bu kararın yayımlandığı 11 Mart itibariyle seçim takvim iyle ilgili hususlar Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) yetki alanına girmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen kabine toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli olarak 6 Şubat saat 04.17’de yaşadığımız 7.7 büyüklüğündeki ilk deprem anından itibaren devlet ve millet olarak tüm imkanlarımızı seferber ettik. Bakanlıklarımızın, kurumlarımızın, kuruluşlarımızın tamamının sahip oldukları tüm arama-kurtarma, yardım, destek kapasitelerini deprem bölgesine yönlendirdik. Yaklaşık 9 saat sonra meydana gelen Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğündeki 2’nci deprem, felaketin sonuçlarını daha da ağırlaştırdı. Üst üste gelen bu 2 deprem yakın tarihteki diğer afetlerden farklı olarak 11 ilimizdeki 62 ilçe ve 10 bin 190 köyümüzde birden yıkıma yol açtı. Depremin ülkemizde ve özellikle de bölgede ağır kış şartlarının hüküm sürdüğü günlerde yaşanması işleri daha da güçleştirdi. Yıkımın ulaşımdan iletişime ve enerjiye kadar temel altyapı da yol açtığı hasarlarda ayrıca bir sıkıntı olarak karşımıza çıktı. Şehirlerimizin afetlere acil müdahalede bulunacak kamu ve sivil toplum insan kaynağının önemli bir kısmının da deprem yıkıntıları altında kalması ise hem trajik hem pratik sonuçlarıyla zorlukları artırdı. Buna rağmen depremden özellikle de şehirlerdeki kamu personeliyle acil müdahale ekipleri süratle toparlanarak kendi acılarını bir kenara bırakarak milletimizin yardımına koştular” dedi.
‘ASKERİMİZ DEPREMDEN DAKİKALAR SONRA HAREKETE GEÇTİ’
Erdoğan, AFAD’ın koordinasyonunda 81 ilin tamamındaki kamu gücünü saatler içinde deprem bölgesi için hayata geçirdiklerini belirterek şöyle devam etti:
“Depremin hemen ardından yola çıkan bakanlarımız sabah saat 09.00’dan itibaren deprem sahasındaki şehirlere ulaşıp koordinasyonu üstlendiler. Her şehrimize en az 1, bazı illerimize daha faza sayıda bakanımızı daimi olarak görevlendirdik. Ayrıca tüm bakanlarımız deprem bölgesi şehirlerine defalarca giderek kendi sorumluluk alanlarındaki eksikleri tespit edip bunları hızla tamamlarken milletimizin acılarını da paylaştılar. Valiliklerimiz ve kaymakamlıklarımız başta olmak üzere tüm birimlerimizi ülkemizin dört bir yanında görevlendirdiğimiz mülki idare personeliyle takviye ettik. Milletvekillerimizin her birimini hemen deprem bölgesi illerinde görevlendirerek çalışmalara katkı vermelerini, depremzedelerimizin yanında olmalarını sağladık. Askerimiz depremden dakikalar sonra harekete geçerek diğer bölgelerden gelen takviyelerle birlikte üzerine düşen görevi bir hakkın yerine getirdi, getirmeye devam ediyor. Polisimiz ve jandarmamız hem güvenliğin ve düzenin sağlanması hem arama-kurtarma çalışmalarındaki destekleri hem yardım faaliyetlerinin yürütülmesindeki hayati rolleriyle adeta destan yazdılar.”
‘BİZİM SEÇİM SÜRECİNDEKİ GÜNDEMİMİZ YİNE DEPREM OLACAKTIR’
Erdoğan, kendilerinin tek gündeminin deprem ve deprem yaralarını sarmak olduğunu vurgulayarak, “Tek gündemimiz, ülkemizi ve şehirlerimizi afetlere hazırlamaktır. Seçim süreci beraberinde getirdiği yıpratıcı siyasi gerilimler ve gündemi uzunca bir süre kilitlemesi sebebiyle ister istemez bu çalışmaları gölgeleme riski taşıyor. Halbuki Türkiye’nin ihtiyacı deprem bölgesindeki yaraları saracak ve ülkenin tüm kayıplarını hızla telafi edecek bir odaklanmadır. Bunun için de gündem sapmasına yol açacak seçim sürecinin bir an önce geride bırakılması, ülkenin seçim gerilimi ve tartışmalarından hızla çıkması şarttır. Seçimlerin daha önce açıkladığımız 14 Mayıs tarihinde yapılmasının bize bu imkanı vereceğine inanıyoruz. Bizim seçim sürecindeki gündemimiz yine deprem olacaktır. Yine depremin yol açtığı maddi ve manevi kayıpların telafisi olacaktır. Ülkemizin bir bölümü yıkılmış, 10 milyon insanımız evinden, işinden, huzurundan olmuşken siyasi çekişmelerle, polemiklerle, kavgalarla örülü bir seçim kampanyası yapmayı içimize sindiremeyiz. Biliyorsunuz depremin ilk gününden itibaren asla siyasi tartışmalara girmedik. Söylenen her şeyi, sergilenen her tutumu not ettiğimizi belirtmekle yetindik” diye konuştu.
NORMAL GÜNDEME DÖNDÜKTEN SONRA HERKESE HAK ETTİĞİ MUAMELAYE TABİ TUTACAĞIZ’
Erdoğan, konuşmasının devamında, “Milletimizi devletine karşı tahrik edenleri de yalan ve iftiralarla çalışmaları tehlikeye atanları da kamu görevlilerimiz ve vatandaşlarımız bölgedeki mücadele ederken rahat koltuklarında ahkam kesenleri de insanlarımız can derdindeyken mal bölüşümü derdine düşenleri de kısaca gördüğümüz, duyduğumuz her şeyi not ettik. Depremzedelerimizin yaralarını sarıp yüzlerini güldürüne kadar bu notları tutmayı sürdüreceğiz. Ülkemiz bu felaketin izlerini silip yeniden normal gündemine döndükten sonra ise herkese hak ettiği cevabı verecek herkesi hak ettiği muameleye tabi tutacağız. O güne kadar milletimize ve özellikle de depremzede vatandaşlarımıza olan hürmetimiz gereği başka bir gündemle başka bir tartışmayla meşgul olmayacağız. Esasen Türkiye’nin böyle bir vakit kaybına enerji israfına, dikkat dağınıklığına tahammülü de yoktur. Bunun için Türkiye için ‘Hemen şimdi’ diyoruz. Kahramanmaraş için ‘Hemen şimdi’ diyoruz. Hatay için ‘Hemen şimdi’ diyoruz. Adıyaman için ‘Hemen şimdi’ diyoruz. Malatya için ‘Hemen şimdi’ diyoruz. Gaziantep için ‘Hemen şimdi’ diyoruz. Osmaniye için ‘Hemen şimdi’ diyoruz. Kilis için ‘Hemen şimdi’ diyoruz. Adana için ‘Hemen şimdi’ diyoruz. Şanlıurfa için ‘Hemen şimdi’ diyoruz. Diyarbakır için ‘Hemen şimdi’ diyoruz. Elazığ için ‘Hemen şimdi’ diyoruz. Bunlarla birlikte ülkemizin diğer 70 vilayetinin her biri için ‘Hemen şimdi’ diyoruz” ifadesini kullandı.
‘CUMA GÜNÜ ALACAĞIMIZ KARARLA SEÇİM SÜRECİNİ BAŞLATIYORUZ’
Erdoğan, yakın zamanda seçim sürecine girileceğine işaret ederek, “İnşallah 10 Mart Cuma günü Anayasa’nın bize verdiği yetkiye dayanarak alacağımız seçim kararının ertesi gün Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla süreci başlatıyoruz. Tabi bu kararın yayımlandığı 11 Mart itibariyle seçim takvimiyle ilgili hususlar Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) yetki alanına girmektedir. Bu süreçte başka ile taşınan, başka ildeki yurt ve misafirhane gibi yerlerde konaklayan, çocuğunun kaydını başka ile alan, sağlık nedeniyle başka ile giden, seçmen kütüğünü yaşadığı yere nakleden velhasıl hangi sebeple olursa olsun 6 Şubat felaketinden sonra ikametgahını veya seçmen kaydını değiştiren depremzedelerimizin kendilerine sağlanan hak ve imkanlardan mahrum kalmamalarını sağlayacak bir cumhurbaşkanlığı kararnamesini de yayınlıyoruz. Depremle ilgili çalışmalarımızın ve seçim sürecinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
‘271 BİN KAMU GÖREVLİMİZ VE GÖNÜLLÜMÜZ DEPREM BÖLGESİNDE VAZİFE ÜSTLENDİ’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi sonrasında yapılanlara değindi. Erdoğan, “Uluslararası yardım çağrımıza cevap veren NATO ve Avrupa Birliği (AB) dahil 90 ülkeden 11 bin 500’e yakın personele sahip profesyonel arama kurtarma ekiplerini hızla sahaya dağıttık. Böylece toplamda 35 bin kişiyle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir arama kurtarma gücünü bir araya getirdik. Yardım ve destek personeliyle toplamda 271 bin kamu görevlimiz ve gönüllümüz deprem bölgesinde vazife üstlendi. Bireysel olarak gelenlerle yaklaşık yarım milyon insanın depremzedelerin imdadına koştuğu bir dönem yaşadık. Milletimizin bu zor günlerde gösterdiği tarihi dayanışma geleceğimize daha bir güvenle bakmamızı sağlamıştır. Ancak yıkım öylesine çok, yıkım alanı öylesine büyük, iklim ve saha şartları öylesine zorluydu ki yine de çalışmaların ilk anlarında arzu ettiğimiz hıza ve etkinliğe ulaşamadık. Şartların önümüze çıkardığı engellere elbette teslim olmadık. Kapanan yolları süratle açarak, yıkılan alt yapıyı hızla kullanabilir hale getirerek, kamunun ve özel sektörün elindeki tüm araç ve insan gücünü devreye alarak kısa sürede düzeni sağladık. Önceliğimizi arama kurtarma çalışmalarına verdik. İdeal bir arama kurtarma ekibinin 80 kişiden, en az da 20 kişiden oluşması gerekiyor. Bir başka ifadeyle asgari personel sayısıyla bile aynı anda bin 750 binaya müdahale imkanı vardı. Yıkılan ve dolayısıyla arama kurtarma yapılması gereken bina sayısı ise bırakın ekip sayısını toplam arama kurtarma personeli sayısı kadardı” dedi.
‘ACİL YIKILACAK VE AĞIR HASARLI BİNA SAYISI 230 BİN’
Erdoğan, deprem bölgesindeki ekiplerin yıkıntılar altındaki son canlı insanı da oradan sağ salim çıkartabilmek için günlerce dinlenmeden çalıştıklarını bildirerek, “Sonuçta belki de bu çapta felakette dünyada örneği olmayan bir şekilde neredeyse depremin 10’uncu gününde arama kurtarma çalışmalarının çoğunu tamamlamayı başardık. Yıkıntıların altından çıkan her canlı insanımızda 85 milyon hep birlikte sevinç göz yaşlarına boğulduk. Hayatını kaybeden her bir insanımızla da yüreklerimiz dağlandı. Bugün depremin 4’üncü haftasını geride bırakırken geriye dönüp baktığımızda yaşadığımız afetin büyüklüğünü daha iyi görüyor, kayıplarımızın acısını daha derinden hissediyoruz. Depremin yol açtığı geniş yıkım geride kalan insanlarımızın hayatını da fevkalade zorlaştırdı. Deprem bölgesindeki 11 ilimizde yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı yani artık kullanılamayacak hale gelmiş bina sayısı 230 bini, buralardaki bağımsız bölüm sayısı da 645 bini buluyor. Evi hasarsız veya az hasarlı olan vatandaşlarımızın bir kısmı da devam eden artçı sarsıntılar nedeniyle yaşadıkları kaygıyla evlerine giremiyor. Halihazırda 3 milyon 320 bin insanımız deprem bölgesinden tahliye edilerek diğer illerimize gitti. Bölgedeki 800 bin insanımız ise şehirlerden ayrılarak köylerine sığındı. Deprem bölgesinde kalan bir buçuk milyonu aşkın insanımız çadırlarda, 53 bin insanımız konteynerlerde, 123 bin insanımız milli eğitim kurumları başta olmak üzere kamu tesislerinde hayatını sürdürüyor” diye konuştu.
‘DEPREM BÖLGESİNDEKİ İŞLETMELERİN 2023 KOSGEB BORÇLARINI SİLİYORUZ’
Erdoğan, amaçlarının 2 aya kadar bölgede 100 bin konteyner kurarak yarım milyon depremzedeyi daha iyi şartlarda barınabilecekleri bu alanlara taşımak olduğunu vurgulayarak, “Gerekirse konteyner sayısını daha da artırabiliriz. Ülkemizdeki üretimi ve yurt dışından gelen hibeleri bu doğrultuda seferber ettik. Ve bu noktada barınma sorunları yanında şehirlerimizin günlük hayatlarının ayrılmaz bir parçası olan ticari faaliyetlerinin ayağa kaldırılması konusuna da önem veriyoruz. Esnafımız hasarsız iş yerlerini açmaya, fabrikalarımız üretime başladı. Yıkılan veya kullanılamaz hale gelen iş yerleri için de mobil çözümler geliştiriyoruz. Bugüne kadar 6 bin geçici ticarethane kurarak esnafımızın hizmetine verdik. Şehirlerimizi inşa ve ihya çalışmalarımızı yeni organize sanayi bölgeleri, sanayi siteleri, ticaret merkezleriyle birlikte planlıyoruz. Deprem bölgesindeki işletmelerin KOSGEB’e olan 2023 borçlarını, felakette hayatını kaybeden işletmecilerimizin ise tüm borçlarını siliyoruz. Cazibe merkezlerini destekleme programını tüm deprem bölgesi ilçelerimize teşmil ederek hepsinin de 6’ncı bölge desteklerinden yararlanabilmesini temin ediyoruz. Kalkınma ajanslarımızın tüm kaynaklarını afet bölgesi şehirlerine aktararak projelerin finansmanındaki devlet katkısını en üst seviyeye çıkartıyoruz” açıklamasında bulundu.
‘DEPREMZEDELERİMİZE 15’ER BİN LİRA TAŞINMA YARDIMINA BAŞLADIK’
Erdoğan, deprem bölgesindeki istihdamı güçlendirmek için kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği uygulamalarını devreye aldıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Toplum Yararına Çalışma Programı ile bölgeye sağladığımız istihdamı özellikle ihtiyaç sahibi ailelere öncelik vererek 50 bin kişiye çıkartıyoruz. Aynı şekilde çocuklarımızın eğitiminin aksamaması için de gayret gösteriyoruz. Çadırlarda, konteynerlerde kurduğumuz eğitim yuvalarında evlatlarımızı hem yeniden okula hazırlıyor hem depremin ruh dünyalarında yol açtığı tahribatı gidermeye çalışıyoruz. İllerin ve okul binalarının durumlarına göre kademeli olarak ilk ve orta dereceli eğitim kurumlarımızı açmaya başladık. İlk etapta 3 ilimizde 1 Mart’ta başlayan eğitim öğretim, 3 ilimizde 13 Mart’ta, 4 ilimizde ise 27 Mart’ta devreye girecek. Depremzede vatandaşlarımıza psikososyal destek vermek için 8 bin personelimiz sahada görev yapıyor. Çiftçilerimizin üretime devam edebilmelerinin temini amacıyla kendilerine destek ödemelerinin peşin yapılmasından yem ve gübre katkısına kadar her türlü kolaylığı gösteriyoruz. İnsanlarımızın barınma taleplerini karşılarken diğer ihtiyaçlarını da ihmal etmiyoruz. Bugüne kadar 1 milyon 61 binden fazla depremzedeye hane başına 10 bin lira acil yardım ödemesi yaptık. Evleri kullanılamaz hale gelen depremzedelerimize hane başı 15’er bin lira taşınma yardımı ödemesine başladık. Kiraya çıkan depremzedelere 3 bin lira ile 5 bin lira arasında destek veriyoruz. Yakınları vefat eden depremzedelerimize de 100’er bin lira ödüyoruz.”