Ankara’da ‘Ayhan Bora Kaplan’ suç örgütüne ilişkin 20’si tutuklu, 61 sanığın yargılandığı davada mahkeme başkanı ‘Ü5W1G8K6L3’ kod adlı gizli tanığın ifadelerini geri çektiğini açıkladı. Tanık Erkan Doğan’ın ifadelerine sinirlenen Bora Kaplan da duruşma düzenini bozduğu gerekçesiyle salondan çıkarıldı.
‘Ayhan Bora Kaplan’ suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan 20’si tutuklu, 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sincan Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya 61 sanığın tamamı katıldı. Mahkeme başkanı, bu hafta müşteki ve tanıkların dinleneceğini belirterek, ayrıca ‘Ü5W1G8K6L3’ kod adlı gizli tanığın ifadelerini geri çektiğini açıkladı.
İddianamede, Bora Kaplan için çalışan kişilerin isimlerini tek tek veren gizli tanık ‘Ü5W1G8K6L3’ün, “Şüpheli Bora Kaplan’ın silahlı suç örgütünün kurucusu ve yöneticisi olduğunu, Bora Kaplan’ın suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenen bazı suçları bizzat azmettirdiğini, suç örgütü yöneticileri ve üyelerine emir verdiğini, silahlı suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan bazılarına ise doğrudan katıldığını beyan ettiği” ifadelerine yer verilmişti.
‘BİLDİKLERİM BANA AĞIR GELMEYE BAŞLADI’
Duruşmada ilk olarak, şikayetçi Erkan Doğan dinlendi. Sanıklardan Barış Kurt’un şoförlüğünü yaptığını, 8 yıl boyunca her işine koşturduğunu, her türlü telefon konuşmasına ve görüşmesine şahit olduğunu anlatan Doğan, “Zamanla bildiklerim bana ağır gelmeye başladı. İhalelerde yaptığı uygunsuzluklar, hak yediğini ve yasal olmayan işlere karıştığını bildiğim için rahatsız oldum. Olayların bana da sıçramasından korktuğum için ayrılmak istedim. Sigorta yapmadığından yanından ayrılırken hakkım olan tazminatı almak istedim, o tarihte paramı vermedi, alacağım olduğunu her görüşmede söylüyordum, harçlık gibi ödemeler yapıyordu. Bir büfe işletmesi aldım o dönem; 15 bin lira gibi bir yardım yaptı. Yanından ayrıldıktan sonra bana hiçbir şekilde tazminat vermeye yanaşmadı, 15 Temmuz olaylarından sonra ona mesaj attım, ‘yeter artık hesaplaşalım’ diye. Artık canıma tak etmişti, ‘beni oyalıyorsun’ dedim, ‘birtakım bağlantılarını açık ederim’ diye mesaj attım. Sonra beni yanına çağırdı” dedi.
‘O OLAYDAN SONRA YAŞAMADIM’
Olay günü sanık Barış Kurt’un yanında Kaplan’ın da olduğunu söyleyen Doğan, “Araca bindim, Ayhan’ın sahibi olduğu mekana gittik. Barış Kurt’la daha önce fiziksel kavga yaşamadığımdan bana zarar vereceğini düşünmedim. Ayhan, Barış’a çok değer verdiğini, onu rahatsız etmememi söyledi. ‘Tamam’ dedim. Önce Ayhan vurdu, sonra orada kim varsa üzerime çıktı. Herkes beni darbetti, 15-20 dakika sürdü, kaçamadım” diye konuştu.
22 Temmuz 2016’da ise Bora Kaplan tarafından darbedilip dişlerinin söküldüğünü iddia eden Doğan, bu durumun hayatını etkileyen bir olay olduğunu ve kendisinde iz bıraktığını belirterek, “Ayhan Bora geldi, sandalyede oturuyordum, Muhammet Kaplan kerpeten mi pense mi ne olduğunu bilmiyorum sert bir şeydi getirdi. Ayhan, ağzımı açar açmaz dişlerimi çekti. Sadece su ve bazen tuvalet izni veriliyordu. Tuvalete gitmek istediğimde gidemediğim oldu. Canları sıkıldıkça hakaret edip, darbediyorlardı. Toplamda 2 gün alıkonuldum, o olaydan sonra yaşamadım desem yeridir. Beni aşağı atabileceklerini düşündüm. Ayhan’a yalvardım, ‘beni öldür ama bana eziyet etme’ dedim” ifadelerini kullandı.
‘ANKARA’YI TERK ETTİM’
Ardından şüphelilerin uyuşturucu kullanıp uykuya daldığını ve bu sırada ellerini çözüp dışarıdan yardım istediğini söyleyen Doğan, “İple alt kata indim. Polisi aramışlar. Polis geldi, kapıyı kırdılar, memurlar suratımın halini gördü. Polislere uzun uzun derdimi anlatamadım ama o binada eziyet gördüğümü anlatabildim. Hastaneye götürüldüm, hemşireler şok oldu. Apar topar beni ifade için aldılar. Tedavim bitmeden Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde Umut Ö. ve Necdet Ç. olduğunu teşhis ettim. Umut Ö., ‘Ben Ayhan’ı tanırım, senin gibiler para koparmak için bu yollara başvurur, böyle bir şey varsa sana Ankara’yı dar ederim’ dedi. Sonra kır saçlı bir vatandaş geldi, Necdet ile selamlaştılar, ‘Ağabey aşağıda bekliyor’ dedi. Beni kurtaracak kimse yok diye düşündüm. Karakolun karşısında kalabalık bir grup bekliyordu, bunlardan birkaçı barda beni darbedenlerdi. ‘Şikayetini geri çek yoksa ölünü bile kimse bulamaz’ dediler. Savcıya dişlerimi bile gösterdim, o dönem beni dinledi ama yazılı olarak ifademi almadı, adliyeden de sonuç alamadığım için Ankara’yı terk ettim. Hem bu dünyada hem öbür dünyada bunlardan şikayetçiyim” dedi.
SALONDAN ÇIKARILDI
Beyanların dinlendiği sırada tanık Erkan Doğan’ın ifadelerine sinirlenen Bora Kaplan duruşma düzenini bozduğu gerekçesiyle salondan çıkarıldı. Duruşma devam ediyor.
İDDİANAME
İddianamede, Ayhan Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticisi sanıklar Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında ‘Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek’, ‘Kasten öldürme’, ‘Nitelikli kasten öldürme’, ‘Kasten yaralama’, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘Nitelikli yağma’, ‘Eziyet’, ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’, ‘Suç üstlenme’ ve ‘Suçluyu kayırma’ suçlarından 1’i ağırlaştırılmış 2’şer kez müebbet ve 169 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istendi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep edildi.
‘KAĞIDI VERMİŞLER OKUYOR’
Aranın ardından duruşmaya devam edildi. Ayhan Bora Kaplan, Erkan Doğan’ın ifadesine karşılık savunma yaptı. Kaplan, “Erkan Doğan denen tanık eline almış kağıdı okuyor. Neden ezbere anlatmıyor. Çünkü kurgu var. Erkan Doğan’a kağıdı vermişler ‘okuyun’ diyorlar. O da okuyor. Erkan Doğan’ı dövdükten sonra Barış Kurt’la samimi olduğumu, sonra da örgüt olduğum söyleniyor. Başka işim gücüm yok örgüt mü kuracağım” dedi.
‘AYHAN BORA KAPLAN, SEN OĞLUMU KULLANDIN, BEN SENİ ALLAH’A HAVALE EDİYORUM’
Ölümü şüpheli olarak dosyaya giren Semih Arslan’ın annesi A.A., müşteki sıfatıyla mahkeme tarafından dinlendi. A.A. oğlunun kendisini öldürecek biri olmadığını ifade ederek, “Kesinlikle intihar ettiğine inanmıyorum. Benim oğlumu öldürdüler. Ben istemiyordum Ayhan Bora Kaplan’ın yanında çalışmasını. Sabah 5’de gelirdi, o eve gelmeden ben uyuyamazdım. Bunun yanında ne iş yaptığını bilmiyorum. Bize bir şey söylemiyordu. Cinayet günü de akşam 7 gibi evden çıktı. Yol parası yokmuş, ’10 lira verir misin’ dedi, 20 lira verdim. Her gün akşam 6 gibi giderdi, sabah 5 gibi gelirdi. 2,5 yıl çalıştı, kuruşunu evime sokmadım. Önceki işinde çalışırken banka borcu vardı, eve hacizler geliyordu. Ödeyemeyince Ayhan Bora’nın yanında işe girdi. Cinayet için de oğlum suçlu; ama oğlumu infaz etmeye hakları yoktu. Elime geçse kendi elimle teslim edecektim. Adalet versin oğlumun cezasını. Savcıdan adli tıp raporu istedim, savcı beni azarladı, ‘senin oğlun intihar etti’ dedi. 2 tane silahı vardı, Ayhan Bora Kaplan’ın silahlarıydı. Oğlumun üzerine 3 telefon vardı, iş yerinden vermişlerdi. Birinden Ayhan’la, birinden arkadaşlarıyla mesajlaşıyordu. Benim oğlum öldürüldü. Giderken 20 lira verdim, cebinden çıkan 2 bin lira para, nerden geldi? Ayhan Bora Kaplan, sen oğlumu kullandın, ben seni Allah’a havale ediyorum. Benim oğlum senin kara kutundu. Hepsinden davacıyım” ifadelerini kullandı. Duruşma, yarın devam edilmek üzere ertelendi.