AK Parti, kamu yararının korunması ve kamu düzeninin sağlanması için Reklam Kurulu tarafından uygulanan idari para cezalarının artırılmasını da öngören ‘Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni TBMM Başkanlığı’na sundu.
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, TBMM Başkanlığı’na sundukları kanun teklifine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Güler, kanun teklifiyle tüketici ve konut verileri, doğrudan satış sistemleri, ticari, reklam ve hafif ticari uygulamalar ile idari para cezaları konusunda düzenleme yapılacağını belirterek, “Ayrıca teknolojinin gelişmesi ile birlikte dijital ve şubesiz bankacılığın yaygınlaşmasıyla uyumlu olarak tüketicilerimizin, tüketici problemlerine uzaktan iletişim araçlarıyla da hızlı bir şekilde ulaşmalarını sağlamak için 6502 sayılı kanunda düzenlemeler yapmak suretiyle, tüketicilerimizin finansmana daha kolay ve daha güvenli bir erişim imkanını da sağlamak istiyoruz. Büyük çoğunluğu kadınlarımızdan oluşan ve yaklaşık 2 milyon kişinin gelir elde etmek için faaliyette bulunduğu, ekonomik büyüklüğü 10 milyar TL’yi aşan doğrudan satış sistemini düzenleyerek, hem tüketicilerimize hem de gelir elde etmek isteyen doğrudan satıcılarımıza daha etkin koruma sağlamaya çalışıyoruz. Diğer taraftan halk arasında ‘saadet zinciri’ gibi değerlendirilen ve yasa dışı olan piramit satışlar ile doğrudan satışlar arasındaki ayrımı netleştirerek, yasal olmayan piramit sistemlerinin doğuracağı mağduriyetleri önlemeye yönelik tedbirler almaya çalışıyoruz. Bu kapsamda doğrudan satış şirketlerinin yükümlülükleri ile sistemin temel ilkelerini belirliyoruz. Anayasa Mahkememizin aramış olduğu belirlilik, açıklık, kanunilik, öngörülebilirlik ve ölçülülük prensipleri kapsamında sistemden ürün alan tüketicilerimizin bilgilendirilmesini ve cayma haklarını kullanabilmelerini de kolaylaştırıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘ALDATCI VE YANILTICI REKLAMA 10 KATA KADAR CEZA’
Güler, teklifin doğrudan satış sistemine uymayanlar hakkında caydırıcı nitelikte öngörülebilir, ölçülü cezalar öngördüğünü kaydederek, “Aldatıcı ve yanıltıcı reklamlar ile haksız ticari uygulamalara ilişkin idari yaptırım hükümlerinde yapılacak değişikliklerle, aykırılığın haksız içeriği, ortaya çıkan mağduriyet, elde edilen menfaat ihlali ve ekonomik durumu gibi ağırlaştırıcı unsurları dikkate alarak idari para cezalarını da 10 kata kadar uygulanabilmesini burada teklif ediyoruz. Böylece hem tüketicilerimizin mağduriyetine yol açan hem de piyasada rekabeti bozucu sonuçlar ortaya çıkan reklam ve uygulamalara ilişkin cezalarla caydırıcılığı getirmeye çalışıyoruz. Hem idarenin işlem maliyetini hem de yargının iş yükünü azaltmak amacıyla ticari reklam ve haksız ticari uygulamaları ilişkin cezaları da uzlaşma kapsamına aldık. Ülkemizin ihracata dayalı büyüme stratejisi kapsamında belirlenen hedefler ve yurt dışı menşeli e-ticaret pazar yerlerinin ülkemizde son 1 yıl içindeki güçlenişi ve piyasa hakimiyetini sağlayacak noktada büyümesini de göz önüne alarak yerli elektronik ticaret pazar yerlerinin yurt dışı satışlarının teşvik edilmesi, istihdamın korunması, rekabetçi güçlerinin devam ettirilmesi ve istihdam yaratma potansiyeli ile yüksek teknoloji yatırımlarının arttırılması amacıyla da 6563 sayılı, elektronik ticaret düzenlenmesi hakkında da bir düzenleme yapıyoruz. Elektronik ticaret pazar yerleri üzerinden yurt dışına yapılan satışlar ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından teşvik belgesi almış, yüksek teknolojik yatırımları gerçekleştiren e-ticaret firmalarının teşvik edilmesi amacıyla 2 katına yakın olan lisans ücreti oranının hesaplamasını ve hesaba katılmasını ve bu yönüyle teşvik edilmesini hedefliyoruz” diye konuştu.
‘İPTAL EDİLEN DÜZENLEMELER YENİDEN ELE ALINIYOR’
Kanunla birlikte Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği düzenlemelerin yeniden ele alındığını vurgulayan Güler, “Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurulu’nun, kuruluşuna ilişkin 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde, kurumun verilerine ilişkin görev ve yetkileri kapsamında yer alan burs, ödül ve proje teşvik ikramiyesi gibi bir hususları içeren bir kısım mali hükümler Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş olup, kurumun çalışmaları sürdürülmesi için uygulamada boşluk doğuracak unsurlarda yasal düzenleme yapılması da gerekiyordu ve bu ihtiyacı karşılamak için de bu öneriyi de teklifimizde sunuyoruz. Bu doğrultuda Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurulu’nun görev ve faaliyetlerini sürdürebilmesi için Anayasa Mahkemesi’nin iptal etmiş olduğu hükümlere ilişkin bir düzenleme yapmak amacıyla 2690 sayılı, ‘Türkiye Altın Enerjisi Kurulunun Muafiyetleri ve Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanunu’nun iki maddesinde değişiklik öneriyoruz” dedi.