Anneler gittiklerinde arkalarında büyük boşluklar bırakırlar.
Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde yetim-öksüz kalan çok olur; mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler…
Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.
Bir anne gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.
Sık sık boynunu büker ’sarıkız’.
O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.
Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.
Bir anne gittiğinde…
Bir anne gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan…
Bir anne gider… Bir dost… Bir arkadaş… Bir sevgili…
Ne çok kişi yok olur bir anne gittiğinde.
Hep böyle olur; bir anne gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır.
Kapı eşiğindeki ‘dikkat et’ duyulmaz, annesi gitmiştir ‘geç kalma’nın.
Anneler, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.
Bir anne gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında.
Ve bir anne gittiğinde pek çok ‘yetim’ bırakmıştır arkasında.
…
Bilmek, öğrenmek önce anneyi anlamakla başlar.
Alın çizgilerini görmek, avuç içlerini koklamakla.
Dünyanın en temiz , en saf, en samimi kokusudur anne kokusu..
Bazen pişmanlık kokar, bazen hasret..
Bazen buna çok geç kalır insan.
Dönüp baktığında bir avuç topraktan başkasını göremez.
Ama anne, o anne..
Rabbim annelerimizin hakkını ödeyebilmeyi, onları memnun ederek ahirete gitmeyi bizlere nasip eylesin.
İnşa Allah rızanı kazanmışızdır… Biz senden razıyız, Allah da senden razı olsun Güzel Annem…
…
Tüm annelerin anneler günü kutlu olsun…