Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Bodrum İlçe Koordinasyon Kurulu, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde yaptığı basın açıklamasında turistik ilçedeki yapılarla ilgili ciddi uyarılarda bulundu. Açıklamada, Bodrum’da istinat duvarları ile yapılan dolguların depremsellik açısından risk oluşturduğu ve ilçede 1999 yılında çıkan yönetmelik öncesinde yapılan binaların da denetlenmesi gerektiği bildirildi.
Ortakent Mahallesi’ndeki İnşaat Mühendisleri Odası’nın (İMO) Bodrum Temsilciliği’nde yapılan basın açıklamasına mühendis ve mimar odalarının temsilcileri katıldı. Basın açıklaması okuyan İMO Bodrum Başkanı Metin Soylu ciddi uyarılarda bulundu.
HİÇ BİR SOMUT ADIM ATILMADI HİÇ DERS ÇIKARILMADI
Soylu açıklamasında “Resmi verilere göre 50 binden fazla insanımızı yitirdiğimiz, yaklaşık 40 bin binanın yıkıldığı, 200 binden fazla binanın ise ağır hasar aldığı 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki 6 Şubat 2023 depremlerinin üzerinden 1 yıl geçti. Son yüzyıl içinde can ve mal kaybı ile sonuçlanmış 35 büyük depremde 200 binden fazla insanımızı kaybettik. Merkezi idareler, felakete dönüşen bu depremlerin her birini MİLAT olarak kabul ederek yola çıkmış; ancak ne yazık ki hiçbir somut adım atmamış, hiçbir ders çıkarmamıştır. Ülke topraklarımızın %96’sı deprem tehlikesi ile karşı karşıyadır. Ülke nüfusumuzun ise %98’i deprem riski fazla olan bölgelerde yaşamaktadır. Bodrum da 1.derece deprem bölgesinde bulunmaktadır. Üstelik zemin sıvılaşması gibi hasar boyutunu artırabilecek riskli alanlar barındırmaktadır. Ne zaman nerede büyük bir depremin meydana geleceği bilinmemekle birlikte felakete dönüşmesini önlemek için ivedilikle hayata geçirilmesi gerekenler bellidir” ifadelerini kullandı.
İMAR BARIŞI İLE LEGAL HALE GETİRİLEN YAPILAR RİSKLİ
Soylu açıklamasının devamında ise 1999 yönetmeliğinden önce yapılmış yapılar ve imar afları (yumuşatılmış söylemi ile imar barışı) ile legal hale getirilmeye çalışılan kaçak yapılar gibi mühendislik hizmeti almamış yapıların ivedilikle gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek “Fay yasası çıkartılmalı, diri faylar üzerine yerleşim alanları kurulmasının önüne geçilmelidir. Afet yönetimi değil risk yönetimi planlamaları yapılmalı, depremlerin afete dönüşmesinin önüne geçilmelidir. Ülkedeki riskli yapı stoku belirlenmeli, yapı envanteri çıkarılarak belirli bir risk sırası ile tüm binaların deprem güvenliğinin belirlenmesi zorunlu hale getirilmelidir. ( Bu bağlamda Bodrum belediyesi ve İMO Muğla şubesi arasında yapı stok envanteri çalışması için protokol imzalanmış olup eğitim ve teknik altyapı çalışmaları devam etmektedir.) Kentsel dönüşümde kamu yararı gözetilmeli, rant odaklı kentsel dönüşüm anlayışı terk edilmelidir.
Rant odaklı imar düzeni ile yapılaşmada kuralsızlığın ve cezasızlığın hâkim olması, imar kanununun doğru uygulanmaması, seçim öncesi yerel yönetimin yeterli önlem almaması Bodrum’da mühendislik hizmeti almamış binlerce kaçak yapının önünü açmaktadır. Mevcut Yapı Denetim Yasasının öngördüğü, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine mesleğinde yetkin yapı denetçilerinin faaliyetlerine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir model hayata geçirilmelidir. Proje denetimi ve yapı denetimi birbirinden ayrılmalı, proje denetimi doğrudan kamu tarafında ve yetkin mühendisler eliyle yapılmalı, yapı denetim kuruluşları ve laboratuvarları doğrudan kamuya karşı sorumlu olmalı ve kamu denetiminde çalışmalıdır. 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden yurttaşlarımızı bir kez daha saygıyla anıyor, aynı ihmaller nedeniyle aynı acıları bir daha yaşamamak için kaybedecek tek bir günümüzün bile olmadığını hatırlatıyoruz. Bu kaçakların içerisinde bodrum kat ilave edilen yapılar var. Bunlar çok büyük riskler oluşturuyor.” dedi.
BİNALARIN BİRÇOĞUNDA RADYE TEMEL BİLE YOK
TMMOB Bodrum İlçe Koordinasyon Kurulu Sekreteri Mustafa Erdoğan ise Bodrum’daki yüksek istinat duvarları ile yapılan dolguların depremsellik açısından risk oluşturup oluşturmadığı ile ilgili soruya şu yanıtı verdi;
“Burası birinci derece deprem bölgesi ama eğimli yerlerde dolgu yapılıyor. Binaları dolgunun üzerine oturtuyorlar. Dolgunun kendisi sağlam değil. Bu binaların deprem güvenliği anlamında çok ciddi riski var. Bir de Gümbet, Bitez, Ortakent sahillerinde ve Turgutreis Domalan bölgesinde 1999 öncesi, deprem yönetmeliğinden önce yapılmış yapıların belediye tarafından gözden geçirilmesi lazım. Biz bu bölgeleri riskli bölgeler olarak nitelendiriyoruz. Bunlar 1999 döneminden sonra çıkarılan yönetmeliğe uygun yapılar değil. Hatta birçoğunda radye temel bile yok.” Diye konuştu