Deniz Madencilik tarafından Muğla ili Bodrum Kızılağaç mevkiinde evvelce 10.000 mm2 lik alanda dekoratif taş üretimi için ÇED gerekli değildir alınmış ve faaliyetini devam ettirmektedir.
Ancak şimdi Nihai tanırım projesinde de yazdığı üzere kurumlardan alınan olumlu görüşler çerçevesinde üretim yani kapasite artırımı ile kırma elleme tesisi kurulması amaçlanmakladır.
Bu üretim için yıllık 324.000 m2 kazı yapılması planlamakta bunun yarısı ise pasa (Yani çöp)dır. Buradaki paşanın kıra elleme tesisinde değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Bu alanın 5 hektarlık kısmı tarım alanı kalanı ise orman alanıdır Tarım alanlarının bir kısmı hazne kır kısmı şahıs arazisi olup bunlardan muvafakat alınmamış ancak alınacağı belirtilmiş. Konut mesafesi 250 metredir yani meskun alanlara yakındır.
ÇED Gerekli Değildir kararı, projenin çok detaylı incelenmesine gerek olmadığı anlamına gelen bir karardır. Detay incelenmesi gereken projeler için alınan karar ÇED olumlu kararıdır.
Jeolojik ve Hidrojeolojik açıdan Çevresel Etki Değerlendirmesinin ayrıntılı olarak irdelenmemiştir.
Burada önemli olan jeolojik yapıdır. Buradaki yapı kireçtaşı -mermer ,kalker ve kristalize kireçtaşı şeklindedir. Buradaki yapıya bağlı karstlaşmaya bağlı olarak erime boşluları mevcut olup ruhsat sahası da bu alan içerisindedir.
İklim ise yazları kurak ve sıcak kışları ılık ve yağışlı olup bu bölgede belli başlı bir su kaynağı mevcut değildir. Yer altı suyunu iletme özelliğine sahip olan kireçtaşı karstik aifer özelliğinde olduğundan kırık ve çatlaklarda ve boşluklarda yağışlara bağlı olarak yer altı suyunu bulundurabilmektedir. Böyle kurak bir bölgede yeraltı suyunun ne kadar önemli olduğunu anlatmaya gerek yoktur.
Özetle bölgenin jeolojik morfolojik ve iklimsel koşulları hidrojeolojik özellikleri belirleyen en önemli faktörlerdendir. Bölgenin yarı kurak bir iklime sahip olması ve eriyebilen kayaçların yaygın olmasından dolayı kalkerli kayaçların erimesine bağlı olarak sınırlı bir yer altı suyu dolaşımı söz konusudur. Özellikle tepe ve sırtlarda yer alan kireçtaşı ve mermer gibi kayaçlar aynı zamanda yer altı suyu beslenme alanlarını oluşturmaktadırlar.Dolayısı ile bölgede yapılacak her türlü madencilik faaliyeti hem yer altı suyu rejimini hem de hidrojeolojik açıdan ekosistemi etkileyecektir. Bu nedenle nihai tanıtım projesinde yer aldığı gibi değil aksine maden işletmeciliğinin ve yapılacak kapasite artırımı ve kurulacak tesisin yer altı suyu bakımından ve eko sistem açısından çevresel etki değerlendirmesinin daha ayrıntılı olarak ortaya konulması gerekmektedir.
Tarım ve toprak arazisi bakımından ise tarım arazilerinin yoğun olduğu kısmende orman sahasının bulunduğu bir alandır.Bodrum sahip olduğu mikroiklimal iklim sayesinde bu bölgeye özgü tarım ürünlerinin yetişmesini sağlamkatdrı. Verimin yüksek olduğu bu bölgede alüvyal toprakların hakim olduğu 1.sınıf tarımsal arazilerin yaygın olması da bu çeşitlilikte rol oynamaktadır. Bu alanda tarımın yapıldığı görülmektedir. Özellikle bölge zeytin yetiştiriciliği için oldukça elverişli koşullara sahiptir. Zeytin bitkisi gerek özel dikimler gerek doğal eko sistem içinde yaygın olarak varlığını korumaktadır. Fazla bakım (ilaç sulama gübre) ve özel bir arazi gerektirmeyen yerlerde de rahatlıkla yetiştirilmektedir. Ruhsat alanı dikkate alındığından bölgede önemli değere sahip ürünler başta zeytin olmak üzere tarımsal varlık büyük bir zarar görecektir. Proje alanı ve çevresi bu tarımsal ürünler ve zeytincilik bakımından önem taşımaktadır Sonuç olarak kurulması düşünülen tesis ve kapasite artırımı bölgede özel öneme sahip zeytincilik ile diğer ürünler açısından tarımsal faaliyetleri olumsuz yönde etkileyeceği ayrıca tarımsal verim kalite ve dengeyi bozacağı içinde uygun değildir.
Orman açısından ise
Ruhsat sahasının olduğu bölge çeşitli ağaçları ve karışık gür maki vejetasyonunu içermektedir. Bölgedeki orman alanı dikkate incelendiğinde burada maki vejetasyonunun önemli elemanlarından olan asırlık sandal ağacı kocayemiş yabani zeytin ağaçları ve birkaç tür yaşlı meşe ağacı olduğu da görülecektir. Mermer sahasının olduğu alanın da içinde olduğu bölgenin en önemli özelliği su toplama havzası noktasında olmasıdır. Burada sahanın genişletilmesi için kesilecek ağaç ve çalılar ormansızlaştırmaya neden olacak arazinin özelliği göz önünde tutulduğunda ormanın üst ve alt bölümlerinde oluşabilecek erezyon ve sel baskınlarının miktar ve şiddetini artıracaktır. Bu ise meskun mahallere yakınlığı dikkate alındığından çevrede yaşayan insan ve diğer canlıların hayatı ,içini büyük bir tehlike oluşturabilecektir.
Yine ocaktan çıkacak tozlardan da orman eko sistemi olumsuz yönde etkilenecektir.
Yine ormandaki ağaç türü dikkate alındığında açılması halinde gerek mermer çıkarma faaliyeti gerekse araçların sahaya çıkması orman yangını çıkarma riskini de artıracaktır. Faaliyetler nedeniyle bir orman yangının çıkması kuru kızılçam ve maki türlerinin hızlı bir şekilde yanıp yok olmasına neden olabilecektir. Yangın ayrıca çevredeki tarımsal alanlara zeytin bahçelerine ve konutlara da zarar verebilecektir.
Özetle yapılması düşünülen proje ormancılık faaliyetleri ile doğal orman eko sistemini ve bileşenlerini olumsuz yönde etkileyeceği için kapasite artırımı ve kırma elleme tesisi kurulması eko sistemin bütünlüğü ve sağlığı açısından uygun değildir.
3573 sayılı kanun kapsamında bir zeytinlik alanın bulunduğu söz konusu faaliyetlerin zeytinliğin vegetatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan toz ve duman çıkaran bir tesis niteliğinde olduğu faaliyetin kırma elleme tesisi de dikkate alındığından bunların nakliyesi üretim malzemesi ve iş makinalarının faaliyeti sırasında toz ve dumanında fazlaca açığa çıkacağı aşikardır.Bu sebeple proje tanıtım dosyasında bazı değerlendirmeler yapılmış se de bu huşuların Tarım ve orman il Müdürlüğünce değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
