Doç. Dr. Nilfer Şahin Çocuklarda Covid-19 Kaygısıyla Baş Etme konusunda ailelere önerilerde bulundu.
Ülkemiz ve tüm dünya ülkeleri zorlu, sıkıntılı ve belirsizliğin olduğu bir dönemden geçmekteyiz. Tüm dünyanın derinden etkilendiği bir virüs salgını ile karşı karşıyayız. Hasta sayısında sürekli artışın yaşanıyor olması, hatta bazı olgularda ölümle sonuçlanabilmesi nedeniyle hepimizin bu salgından ruhsal açıdan etkilenmesi aslında normal bir durum olarak kabul edilebilir. Salgın karşısında kapıldığımız korku, endişe gibi duygular birçoğumuzun zaman zaman tecrübe ettiği, insan olmanın gereği olan duygulardır. Aslında bu duyguları yaşamamız tehlikeler karşısında kendimizi koruyabilmemizi de sağlar. Hiç korku, endişe duymayan biri karşılaştığı gerçek bir tehlike karşısında –şuan ki süreçte Covid-19 (Korona) virüsü- yeterli önlemleri almayabilir. Ancak yaşadığımız korku, endişe, umutsuzluk gibi temel insani duyguların miktarı ve süresi de önemlidir. Eğer duygularımızın miktarı karşılaştığımız tehlikeyle orantısız ise ya da gereğinden uzun sürüyorsa o zaman ruhsal bir sıkıntıdan bahsedebiliriz.
Biz erişkinleri bile ruhsal açıdan etkileyen Covid-19 salgınının çocuklar ve ergenler üzerinde de bir takım etkilerinin olması kaçınılmazdır. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı denilince 0 ile 18 yaş arasındaki homojen olmayan bir grubun ruh sağlığından söz etmiş oluyoruz. Her yaş grubu, gelişim dönemlerine özgü olarak farklı özellikler taşıdıklarından, çocuklar ve gençler için öneriler de gelişim dönemlerine göre farklılaşmaktadır. Aşağıda her yaş grubu için ayrı ve döneme özgü yaklaşım önerileri ele alınacaktır.
0-3 Yaş Dönemi Bebek ve Küçük Çocuklar:
Küçük çocuklar sözcüklerden çok anlamasalar bile etraflarında olup biten şeylerin farkında olabilirler. Ne olduğunu anlamasalar da çevresindeki insanların gerginliğini hissedebilir, insanların yüz ifadelerinden duygularını anlayabilirler.
Bu yaş grubunda çocuklarda; anne-babadan ayrılmama, onlara yapışma, iştah ve uyku düzeninde değişiklikler, tuvalet alışkanlığında değişiklikler, kazandığı bir takım becerilerde gerilemeler, huzursuzluk ortaya çıkabilir.
Anne-babaların kendi ruh sağlıklarının iyi olması, mümkün olduğunca evdeki rutinlerin (yemek saatleri, uyku saatleri gibi) devam ettirilebilmesi, çocuklarına karşı anlayışlı ve duyarlı olmaları çocukların daha rahat olmalarına yardımcı olabilecektir.
3-6 Yaş Okul Öncesi Dönem:
Oyun dönemi olarak da adlandırılan bu dönemde oyunlar ve okul öncesi eğitim, çocukların ruhsal, zihinsel, sözel, motor ve sosyal becerilerinin gelişimine yardımcı olur. Ancak şu anki salgın durumu birçok çocuğun günlük rutinlerinin değişimine neden olmuştur. Okul öncesi eğitime giden çocuklar eğitime ara vermiş, arkadaş gruplarıyla oyunlar oynayan çocuklar evlerinde olmak zorunda kalmıştır.
Çocuklar, etrafındaki kişilerden ya da basın yayın organları aracılığı ile salgın ile ilgili birçok bilgiye maruz kalmakta, çevresindeki değişimleri anlamlandırmaya çalışmaktadır. Bu dönemde yaşadığı değişimler ve belirsizlik ruhsal açıdan çocukların olumsuz etkilenmesine neden olabilmektedir.
Çocukların ruh sağlığını koruyabilmek için öncelikle anne-babanın ruhsal açıdan iyi olması önemlidir. Çocukların yaşadığı belirsizliği anlamlandırmasında ebeveynler çocuklarına yardımcı olmalıdır. Bu nedenle de öncelikle ebeveynler doğru kaynaklardan bilgi edinmeli ve bunları çocuklarının anlayabileceği bir dil ile onlara anlatmalıdırlar. Çocuklarının rahatlıkla sorularını sorabilecekleri ve duygularını ifade edebilecekleri bir ortam oluşturmalıdırlar. Eğer çocuklar konuşmak istemezlerse konuşmaya zorlanmamalıdırlar. Bazen de çocuklar yaşları gereği aynı soruları tekrar tekrar sorabilirler, bu durum çoğunlukla normaldir ancak bazı çocuklar takıntılı bir şekilde sürekli aynı soruları yöneltebilirler ve anne babalarından istedikleri cevabı alamazlarsa huzursuz olabilirler. Böyle bir durumda ebeveynlerin çocuklarını sürekli telkin etmeye çalışmaları işe yaramayacağı gibi kaygılarının daha da artmasına neden olabilir.
Günlük rutinlerin (yemek saatleri, uyku düzeni vb.) devam ettirilmesi bu yaş grubu çocuklarda da belirsizlik duygusunu azaltarak ruhsal açıdan koruyucu olabilir. Evde ebeveynlerin çocukları ile birlikte kaliteli zaman geçirmeleri, çocukların oyunlarına tüm dikkatlerini vererek eşlik etmeleri, çocukların yaptığı resimler hakkında onlarla konuşmaları veya öyküler anlatmaları çocukların bu sıkıntılı süreci daha kolay atlatmalarında yardımcı olabilir. Çünkü bu yaş grubunda çocuklar bazen kendilerini sözel olarak ifade edemeseler bile oyunlarında, çizdikleri resimlerde kendilerini daha iyi ifade edebilirler ve bu onların endişeleri ve korkuları ile baş etmelerinde onlara yardımcı olan bir süreçtir.
İlkokul Dönemi:
Bu dönem çocuklarının arkadaşları ve öğretmenleriyle olan iletişimleri ve ilişkileri ruhsal gelişimleri açısından önemlidir. Okuldan, arkadaşlarından ve öğretmenlerinden salgın sürecinde ayrı kalan çocukların internet ve/ veya telefon üzerinden iletişimlerini devam ettirmeleri onlar için faydalı olabilir.
Bu dönemde de ebeveynlerin kendi kaygı düzeylerini kontrol altında tutabilmeleri önemlidir. Aşırı kaygılı, aşırı koruyucu-kollayıcı ebeveyn tutumları çocuklarda da kaygı düzeylerinin çok artmasına ya da başka ruhsal sorunların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Ancak tam zıttı şekilde hiçbir şey yokmuş gibi davranmak, riskler konusunda ve nasıl korunacağı konusunda bilgi vermemek de çocukların kaygısının artmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle aileler burada bir dengeyi tutturabilmeli, gerekli bilgileri çocuğun yaşına uygun şekilde onlarla paylaşmalı, fazla miktarda televizyon, internet vb. gibi araçlar vasıtasıyla uygun olmayan bilgilere maruz kalmasını engellemelidirler. Ayrıca çocuklara koronavirüs nedeniyle hastalanan insanlara yardım eden pek çok kişi olduğu, hastanelerde çalışan doktorların, hemşirelerin, tüm sağlık çalışanlarının, bütün devletlerin ve bilim insanlarının bu virüsü tedavi etmek için çok çalıştıkları anlatılmalıdır.
Bu dönemde eski uyku ve yemek yeme saatleri yanında hafta içi ve hafta sonu rutinlerinin de olabildiğince değişmemesine özen gösterilmelidir. Yani çocukların hafta içi okul saatlerinde uzaktan eğitimi dinlemelerini ve ödevlerini yapmalarını, oyun saatlerinde oyun oynamalarını, aile ile kaliteli vakit geçirmelerini sağlamak ve teknoloji kullanımlarını kısıtlamak önemlidir.
Ergenlik Dönemi:
Gençlerin bazıları salgınla ilgili aşırı kaygılanıp takıntılı davranışlar sergileyebileceği gibi bazıları ise karşı karşıya olduğumuz salgın ile ilgili tehlikeyi göz ardı edip küçümseme eğiliminde olabilmekte ve önerilen tedbirleri almanın gereksiz olduğunu düşünebilmektedir. Kendilerinin bu hastalığa yakalanmayacaklarını ya da yakalansalar da kendilerine zaten bir şey olmayacağını düşünmeleri ergenlik dönemi gelişim özelliklerine bakıldığında olasıdır. Böyle bir durumda ebeveynlerin gençlere endişelerini dile getirmeleri, uygun bilimsel verileri onlarla paylaşmaları faydalı olabilir. Bununla birlikte özellikle bu sene sınava girecek olan 8. sınıf ve 12. sınıf öğrencisi gençler hem salgın sürecindeki belirsizlikler hem de kendi sınav süreçleri ve gelecekleriyle ilgili kaygıları nedeniyle aşırı gergin olabilirler ve öfke patlamaları yaşayabilirler. Böyle bir durumda ebeveynlerin mümkün olduğunca sakin kalmaları, gençlerin öfkesi yatıştıktan sonra onlarla konuşmaları, çocuklarına onları anladıklarını ifade etmeleri ve gösterdikleri çabayı takdir etmeleri gençlerin kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayabilir.
Çocuklarımıza yaşamın her döneminde önemli olan temel hijyen kurallarını (düzenli el yıkama alışkanlığını )öğretmeliyiz ve bu zorlu süreçte mutlaka sakin kalmaya çalışmalıyız.
Evde Yapılabilecek Etkinlikler
Çocukların okullarından ve arkadaşlarından uzak kaldığı salgın döneminde, evde ailece yapılacak aktiviteler hem çocukların ruh sağlığının korunması açısından hem de bilişsel, motor, dil, sosyal gelişimlerinin devam etmesi açısından önemlidir.
Evde yapılabilecek etkinlikler arasında; anne babayla oyun oynamak (evcilik, kutu oyunları, adam asmaca, kelime oyunları, sessiz sinema, sıcak-soğuk, deve-cüce, bom, isim-şehir, köşe kapmaca, yap-boz, harita üzerinde şehir-ülke bulma, hamur oyunları, kayıp eşyayı bulma, beş taş, çelik çomak vb.), değişik materyaller kullanarak resimler yapmak, kitap okuma saatleri düzenlemek, birlikte yemek hazırlamak, ev içinde yapılabilecek basit sporlar yapmak, dans etmek ve şarkı söylemek sayılabilir.
Özellikle ebeveynlerin çocuklarıyla her gün 20 dakika gibi bir süre içerisinde ‘özel zaman’ adı verilen oyun zamanı geçirmeleri, bu süre içerisinde yapacakları diğer işleri düşünmeden tüm dikkatlerini çocuklarına vermeleri, çocuklarının kurduğu ve yönlendirdiği oyunlara katılmaları yararlı olabilir. Özel zaman aktivitesi hem çocuğun endişe ve korkularını azaltmayı hem de ailelerin çocuklarıyla arasındaki iletişimlerini güçlendirmeyi sağlar.
Hangi Durumlarda Çocuk Psikiyatri Uzmanına Başvurulmalı?
1- İntihar söylemleri, girişimleri ya da kendine zarar verici davranış varsa
2- Daha önceden psikiyatrik tanısı olup Çocuk Psikiyatri takibinde olan çocuk ve ergenlerin durumunda kötüleşme varsa
3- Daha önceden olmayan ani başlayan şiddetli davranış değişiklikleri varsa
4- Madde kullanımından şüphe duyuluyorsa
5- Yakınlarının ya da kendisinin öleceğiyle ilgili yoğun kaygılar varsa
6- Saplantılı, zorlantılı, takıntılı davranışlar varsa ve aşırı düzeyde ise
7- Aşırı artmış panik ataklar varsa
8- Küçük çocuklarda ilişki kurmama, göz temasında azalma, ismine bakmama, tekrarlayan hareketler, takıntılı davranışlar gibi belirtiler varsa bir Çocuk Psikiyatri Uzmanına başvurulmalıdır.
Doç. Dr. Nilfer Şahin
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD