90 bin camide okunan hutbede, çocukları evlendirmenin dinde karşılığı olmadığı belirtilirken bunun büyük bir günah ve vebal olduğunun altı çizildi.
Dünya hayatının süsü ve Rabbimizin en güzel ikramı olan yavrularımız; aynı zamanda her anne babanın hesaba çekileceği birer imtihanıdır. Bugünkü hutbe konumuz; doğumuyla sevindiğimiz, yemeyip yedirdiğimiz, giymeyip giydirdiğimiz, hasta olduğunda başucunda sabahladığımız yavrularımıza karşı görev ve sorumluluklarımız hakkında olacaktır.
Kıymetli Kardeşlerim!
Çocukların anne-babalar üzerinde hakları olduğu gibi, anne-babaların da çocukları üzerinde birtakım sorumlulukları vardır. Kur’an-ı Kerim, içerisinde yer alan anne-baba-çocuk örnekleriyle bizlere pedagojik tavsiyeler de sunan bir hayat kitabıdır. Bu ilkeleri gelin hep birlikte yeniden hatırlayalım:
Değerli Mü’minler!
Öncelikle çocuk sahibi olmanın da olamamanın da Allah’ın bir imtihanı olduğunun bilincinde olalım.[3] Allah’tan çocuk isterken cinsiyet farkı gözetmeden hayırlısını isteyelim. Dualarımızda çocuğumuzun sadece ‘eli-yüzü düzgün’ oluşunu değil, Hz. İbrahim’in öğrettiği gibi ‘huyu-suyu’ güzel oluşunu da ön planda tutalım.[4]
Hz. Meryem’in, annesi tarafından henüz doğmadan Allah’ın dinine hizmet etmek üzere adandığını hatırlayalım.] Bu örnekten hareketle; çocuk eğitiminin anne rahmine düşmeden başladığını, anne-baba karakterinin çocuklara sirayet ettiğini unutmayalım. Hamilelik döneminde eşlerimize daha fazla destek olalım. Onları bu zor süreçte yalnız, ilgisiz ve sevgisiz bırakmayalım. Çocuklarımız arasında sevgi ve ilgi de dahil olmak üzere hiçbir alanda ayrım yapmayalım. Adalet ve hakkaniyetin sadece dışarıda değil, aile hayatımızın da ayrılmaz bir değeri olması gerektiğini unutmayalım. Kardeşler arasında kıskançlık ve nefret, aile hayatının huzur ve bereketini alıp götüren korkunç bir zehirdir. Örneğini Hazreti Yusuf (as) kıssasında gördüğümüz gibi, çocuklarımızın kıskançlık ve nefretle zehirlenmesine müsaade etmeyelim.
Sevgi, saygı, şefkat ve merhamet aile hayatının çimentosudur.Aramızda kendi anne-babasından iyilik ve şefkat görmemiş kardeşlerimiz olabilir. Ancak her ne sebeple olursa olsun çocuklarımızı bu güzelliklerden mahrum bırakma hakkımız yoktur. Bu konuda kendimize peygamberleri örnek alalım. Hz. İbrahim veLokman gibi evladımıza ‘’Yavrucuğum’’ hitabıyla seslenen şefkatli, evladıyla fikir alışverişi yapan[6]anlayışlı birer ebeveynolalım. Hz. İbrahim’in, oğlu İsmail ile birlikte Kâbe’yi yeniden inşa etmesi[7] örneğinden hareketle; Allah’ın mabetlerinde çocuklarımızın da el emekleri, ayak izleri olmasına gayret eden bilinçli anne-babalardan olalım.
İstisnalar söz konusu olsa da gerçekte hayırsız evlat yoktur; çocuklarına doğru terbiye veremeyen anne-babalar vardır. İyisiyle kötüsüyle evlatlarımız bizim eserlerimizdir.İyi ebeveyn olmak elbette kolay değildir, fakat imkânsız da değildir. İyi ebeveyn; evladına sadece öğüt vermekle yetinmeyip onlara güzel örnek olabilen[8] ebeveyndir. İyi ebeveyn; dünyası için eline meslek, ahireti için kalbine şuur veren; bıraktığı en büyük mirası güzel ahlak olan ebeveyndir.[9]
Yüce Allah, bir babanın evladına verdiği hikmet dolu mesajları taşımıştır yüce kitabına. Bizler de Hz. Lokman’ın evladına yaptığı nasihatlerden ilhamla çocuklarımıza şöyle seslenelim: Yavrucuğum! Sakın ola Allah’a ortak koşma. Yavrucuğum! Bizler her zaman senin yanında olamayız, fakat her şeyden haberdar olan Allah, daima senin yanı başındadır, unutma. Sevgili oğlum/canım kızım! Rabbine güven, namazını aksatma. Hayatın boyunca daima iyiliğe öncü, kötülüğe engel ol. Yavrucuğum! Bir işe giriştiğinde kararlı ol, hayat mücadelende asla pes etme. Yavrucuğum! Sosyal ilişkilerinde kibirli değil, alçakgönüllü ve mütevazı ol. Hâl ve hareketlerinde, yürüyüşünde ve konuşmalarında daima dengeli ol![10]
Rabbim her birimizi hayırlı ebeveynlerden eylesin. Rabbim dünyada huzur, ahirette sadaka-ı cariye olacak nesiller yetiştirmeyi bizlere nasip eylesin. Rabbim bizlere göz aydınlığı olacak eş ve çocuklar bağışlasın. Bizi de sorumluluklarını yerine getirenlerin öncülerinden eylesin.