Bölgede var olan kömür madenleri devamlı genişleyerek köylerde yaşayanları göçe zorlamaya devam etmektedir. Köy sakinlerini baskıyla veya topraklarını satın alarak oradan göçe zorlamaktadırlar. Bölgede bulunan termik santrallerin daha fazla kömür ihtiyaçları daha fazla doğanın yok edilmesiyle ancak sağlanacaktır mantığıyla köylüler ve doğa yok edilmeye çalışılıyor. Bölgenin tamamen açık kömür galeri alanına dönmesi binlerce ağaçların kesilmesiyle devam etmektedir. Bölgede zeytin ağaçlarının olması bir kısım alanın şimdilik koruma altında olduğu görülmektedir. Çevredeki köylerdeki insanlar çadırlarını kurarak topraklarına sahip çıkmaya çalışmaktadır. 3.5 yıldır kömür ocaklarına karşı çıkan İkizköylüler yıllardır yaşadıkları yaşam alanlarının yok edilmesine karşı olduklarını söylemektedirler.
Davaların devam ettiği alanlarda kömür şirketleri ağaç kesmeye devam etmektedir. Ağaçların kesilmemesi için çadırlarda nöbet tutan köylülere birçok doğa sever insanda katkı vermeye çalışıyor.
Köylüler kömür madenleri başladığından beri köylerinde zeytinlerin artık vermediğini, arıların bölgeden uzaklaştığını, hayvanlarının sütten kesildiğini, köyde yaşayan insanları kömürden çıkan tozlardan dolayı hastalandığını belirtiyorlar.
Bölgeye gelen bilim adamları kömür madenlerinin bölgedeki ekolojik dengeyi bozduğunu Akbelen Ormanlarını yok edeceğini, bölgeden Bodrum’a kadar uzanan su yollarının da yok edeceğini ve bu zararların yüzyıllarca telafisi olmayacağını bildirdiler.
Bölgede yaşayan köylülerde amaçlarının topraklarına sahip çıkmak gelecek kuşaklara ormanıyla, zeytin ağaçlarıyla, arılarıyla, kuşlarıyla, sağlıklı yaşayan insanlarıyla güzel bir doğa bırakabilmek. Bu amaçla nöbetlerine devam edip ormanlarına sahip çıkacaklarını bildirdiler. İkizköylüler tüm doğa severlere kendilerine destek verdikleri için teşekkür ettiklerini ,çadırlarında isteyen doğa severleri beklediklerini bildirdiler.