BODRUM’da, 27 Mayıs’ta, tüpsüz dalış yapıp, zıpkınla balık avlarken geçirdiği sığ su bayılması nedeniyle yaşamını yitiren Emre Kaya (40), olayın meydana geldiği Kaçakçı Koyu’nda anıldı. Dalgıç arkadaşları, Kaya’nın çiçeklerle süsledikleri fotoğrafını denize bıraktı. Kaya’nın, vurduğu orfozu dipten almak için normalden fazla su altında kaldığı, bu nedenle oksijensiz kalıp, sığ su bayılması geçirdiği belirlenmişti.
Olay, 27 Mayıs günü meydana geldi. Arkadaşı Hasan Hopaç ile birlikte dün akşam Bodrum’a 2 mil uzaklıktaki Kara Ada’da tüpsüz ve zıpkınla balık avı için dalan inşaat mühendisi Emre Kaya’nın ölümüne ilişkin detaylar ortaya çıktı. Kaya’ya 20 metre uzaklıkta dalış yapan Hopaç, arkadaşını göremeyip, aradığında yaklaşık 20- 25 metre derinlikte hareketsiz bulduğunu ve büyük üzüntü yaşadığını söyledi. Hopaç, hemen tekneye çıkıp, yardım istediğini belirtti. Sahil Güvenlik dalış timlerinin Kaya’nın cansız bedenini çıkardığı, zıpkınının ucunda 12 kiloluk orfoz olduğu öğrenildi. Kaya’nın orfozu vurduktan sonra balığın kayaların arasına kaçtığı, balığı çıkarmak için 20- 22 metre derinlikte gereğinden fazla oyalanması nedeniyle oksijensiz kalıp, sığ su bayılması geçirdiği tespit edildi. Kaya’nın cenazesi, 2 gün sonra memleketi Tokat’ın Gözova köyünde gözyaşlarıyla toprağa verildi.
EŞİ DALIŞ KIYAFETİ GİYDİ
Emre Kaya için yaşamını yitirdiği Kaçakçı Koyu’nda 14 gün sonra anma töreni düzenlendi. Kaya’nın ailesi ve 20 dalgıç arkadaşı, Ortakent- Yahşi Sahili’nde buluşup, Karaada’nın Kaçakçı Koyu’na geçti. Kaya’nın eşi Şebnem Kaya da dalış kıyafeti giyerek, denize girdi. Kaya’nın dalgıç arkadaşları, çiçeklerle süsledikleri fotoğrafını denize bıraktı. Fotoğraf, daha sonra 15 metre derinlikte sabitlendi. Denize karanfiller de bırakıldıktan sonra anma töreninin sudaki kısmı tamamlanıp, denizden çıkıldı.
Dalış sporcusu Serkan Toprak, hırslara yenilmemek gerektiğini belirterek, “Hırslar sadece felaket getiriyor. Balık mutlaka her şekilde bulunur; ama bir can bulunmaz. Sınırlarınızı zorlamazsanız sevinirim. Birbirimize karşı gösteriş peşinde değiliz. Önemli olan sağlıklı ve doğru karar vermekt. Serbest dalış yapan, zıpkınla balık avlayan tüm arkadaşlara doğru bilgi, beceri ve eğitimden yana olmalarını tavsiye ediyorum” dedi.
Dalgıç Hüseyin Günel ise hiçbir balığın, dalıştan sonra evde bekleyen ailelerden daha önemli olmadığına dikkat çekerek, sınırları bilmenin önemli olduğunu söyledi.
‘BIRAKALIM’ DEMEME RAĞMEN TEKRAR DALMAK İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ
Emre Kaya’nın olay günü birlikte dalış yaptığı Hasan Hopaç ise şunları söyledi:
“‘Balığı bırakalım’ dememe rağmen Emre, aklının balıkta kaldığını, tekrar dalmak istediğini söyledi. Teknede 30 dakika dinlendikten sonra tekrar tekrar dalış yaptı. Benden ise suyun yüzeyinde kalmamı istedi. Ben de malzemelerimi bırakıp, gözlemeye başladım. En uzun dalışı olmuştu. Yukarıda paniklemeye başladım. Daha sonra yukarı çıkmaya başladığını gördüm ve çok hızlı palet çırptığını gördüm. Yüzeye 10- 15 metre kala durduğunu gördüm. Hemen suya daldım ve ona ulaşmaya çalıştım; ancak ağırlıklarım olmadığı için ne kadar dalsam da o benden daha hızlı iniyordu. Daha sonra tekneye geri dönüp, ilgili yerlere haber verip, yardım istedim. İlk 5 dakikada ona ulaşabilseydik kurtarabilirdik; ama olmadı. Daha sonra sahil güvenlik ekipleri gelip, cansız bedenini çıkardı. Emre, çok cesaretliydi ve suya en yakışan insandı. Zıpkın çok ayrı bir hobi. Derinlik hiçbir zaman hedef olmamalı. Derinlikle hedefi olan varsa serbest dalış yapsın, zıpkınla uğraşmasın. En güzel dalışları yaptığınız bir günde olsa mutlaka içinizde bir korku olsun.”
Grup, anma töreninin ardından tekrar Ortakent- Yahşi Limanı’na döndü.