Değerli kamu emekçileri, işçiler, emekliler ve kıymetli basın emekçileri!
İNSANCA BİR YAŞAM İÇİN İŞ BIRAKIYOR, ‘SEFALET ZAMMI’ DEĞİL,
EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI İSTİYORUZ!
Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarımızın
ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmamıza ve insanca yaşam hakkımızın hiçe sayılmasına
karşı ülkemizin her köşesinde alanlardayız.
TÜİK’in açıkladığı %44,38’lik yıllık enflasyon oranı, çarşıda, pazarda yaşadığımız
gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla bizleri sefalete
mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız! Yalanlarla örülmüş bu sistemi
reddediyoruz ve emeğimizin onurunu korumak için mücadele bayrağını yükseltiyoruz!
Kamu emekçilerinin maaşlarına %11,54 gibi trajikomik bir zam uygulamak, alın
terimize ve emeğimize yapılmış büyük bir hakarettir. Üstelik bu hakaret yalnızca kamu
emekçilerini değil, toplumun geniş kesimlerini de derinden yaralamaktadır. Ekonomik
kriz nedeniyle her gün biraz daha ağırlaşan hayat koşulları, temel ihtiyaçlarımızı bile
karşılayamayacak duruma gelmemize yol açmıştır. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan
milyonlar olarak, bu düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz!
Artık zamlar, sıradan bir haber olmaktan çıkıp emekçilerin günlük yaşamını
alt üst eden bir gerçekliğe dönüşmüştür. Market raflarından temel ihtiyaçlara,
faturaların her kaleminden ulaşım ücretlerine kadar her alandaki zamlar,
emekçilerin cebine her gün biraz daha yük bindiriyor. Kamu emekçileri, maaşlarını
hangi ihtiyaçlarına yetiştireceklerini şaşırırken, art arda gelen zamlarla mücadele
etmek neredeyse imkânsız hale geldi.
Ülkemizde kira artışları, artık vatandaşların barınma hakkını elinden alacak
boyutlara ulaşmıştır. Ortalama konut kiraları asgari ücret düzeyine ulaşmış, kamu
emekçileri kiralarını ödeyebilmek için adeta öğrenciler gibi ortak ev tutmaya
mecbur bırakılmıştır.
2025 yılına, milyonlarca çalışanı ilgilendiren %30’luk asgari ücret zammı,
memur emeklilerine reva görülen %11,54’lük sefalet artışı ve işçi emeklilerine verilen
%15,75’lik zam ile girdik. Bu zamlar yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğunu açlığa
mahkûm etmektedir. Bu kölelik düzeni ile hayatta kalmak mümkün değildir.
Cumhurbaşkanı'nın "fahiş fiyatlı ürünleri boykot edin" çağrısı, siyasi iktidarın
halktan ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Emekçi ve
emeklilere yapılan bu boykot çağrısı, bir avuç ayrıcalıklı azınlığın sokaktan, çarşıdan
ve halkın gerçeklerinden tamamen uzaklaştığını açıkça göstermektedir.
Erdoğan’a soruyoruz: Elimizde bir simit, bir bardak çayla daha neyi boykot
edelim? Elektrik faturasını mı? Çocukların eğitim masraflarını mı? Market
reyonlarını mı? Ulaşımı mı?
Halkın yaşam mücadelesini görmezden gelen bu çağrılarla adeta dalga
geçercesine yapılan açıklamaları kabul etmiyor ve sorumluları yaşam koşullarımızı
iyileştirmek için sorumluluklarını yerine getirmeyenleri UYARIYORUZ!
Bu çelişkiyi asla KABUL ETMİYORUZ!
Halkın alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının, halkın refahı yerine rant
projelerine ve yandaş şirketlerin kasalarına akıtılması, emeği sermayeye kurban
etmek demektir. Yandaş şirketlerin, kamu kaynaklarını talan edercesine
sahiplenmesi ve üstüne üstlük vergi indirimi gibi ayrıcalıklar bekleyen bir yüzsüzlüğe
bürünmesi artık sabır sınırlarını aşmıştır. Halk, yokluk içinde yaşam mücadelesi
verirken, kaynakların bir avuç yandaşa peşkeş çekilmesine göz yummayacak ve bu
talan düzeninin değişmesi için mücadeleye devam edeceğiz.
ARTIK TÜKENDİK!
Bizleri yoksulluğa ve güvencesizliğe sürükleyen politikalara karşı güçlerimizi
birleştiriyor, sesimizi yükseltiyoruz. Emeğimizin karşılığını almak, çocuklarımıza
daha iyi bir gelecek bırakmak için bugün tüm işyerlerimizde iş bırakıyor ve siyasi
iktidarı uyarıyoruz. Çünkü GEÇİNEMİYORUZ!
✓ Tüm emekçiler için insanca yaşanabilir bir ücret ve adil bir gelir dağılımı İSTİYORUZ!
✓ Eşit işe ; eşit ücret talep ediyoruz.
✓ Bu sefalet zam aldatmacasına karşı, en düşük memur maaşının acilen yoksulluk
sınırının üzerine yani en az 79 Bin TL’ye çıkarılmasını talep ediyoruz.
✓ Başta metropoller olmak üzere barınma ihtiyacımızı imkansız hale getiren kira
fiyatlarına karşı, siyasi değil nesnel verilere denk düşen kira yardımı talep ediyoruz
✓ Asgari ücretin, insan onuruna yaraşır bir ücret düzeyine çıkarılmasını talep
ediyoruz.
✓ İşyerlerinde ücretsiz kreş açılmasını talep ediyoruz.
✓ Kamuda mülakat değil, liyakat, yani kadrolu ve güvenceli istihdam talep ediyoruz.
✓ Seyyanen zamların ve ek ödemelerin emekliliğe yansıtıldığı, insanca
yaşayabileceğimiz bir emeklilik talep ediyoruz.
✓ Kamu kaynaklarının “müşteri garantili” projeler için değil, halk için kullanılmasını
talep ediyoruz.
✓ Vergide adalet, az kazanandan az, çok kazanandan çok alan, adil bir vergi sistemi
ve 1. Vergi diliminin %10’a düşürülmesini ve sabitlenmesini istiyoruz.
✓ Bizleri toplu sözleşme masası adı altında, siyasal iktidarın iki dudağı arasına bırakan
ve tüm yetki ve kararın hükümete terk edildiği sahte sendika yasasına karşı, gerçek
grevli bir toplu sözleşme düzenlemesi İSTİYORUZ!
✓Halk için toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe talep ediyoruz.
✓Tüm toplum için laik, çağdaş, demokratik bir yaşam talep ediyoruz.
BU MÜCADELE BURADA BİTMEYECEKTİR
Bu haklı ve meşru taleplerimizin yerine getirilmemesi durumunda, mücadeleyi
ve dayanışmayı yükselteceğimizi ve Ülkemizin tüm meydanlarında eylemlerimize
devam edeceğimizi buradan tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Yandaşlık ilişkileri nedeniyle basın açıklamalarının öğle aralarına göstermelik bir
biçimde sıkıştırılmasına itirazı olan, bu yolla haklarının gasp edildiğine inanan, iktidarı
durdurmanın tek yolunun emekten gelen gücü olduğunu bilen sendikalı ve sendikasız
herkesi birlikte mücadeleye davet ediyoruz.
"SİZLER YEDİNİZ HESABI BİZ ÖDEMEYECEĞİZ!"
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!
İş bırakma eylemine katılan BASK, Birleşik Kamu İş, KESK, Hür Sen ve Asim Sen
olarak destek veren tüm meslek örgütlerine, siyasi partilere ve katılım sağlayan tüm
vatandaşlarımıza teşekkür ederiz.